NEDEN'Lİ DÜŞÜŞ?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

"Neden?" sorusu en kötü sorudur. Çünkü çoğu zaman cevabı yoktur. Seni kemirir durur..

 

Umut, kaybedilmemeli. Hayaller kurulmalı. Biri gelip onların hepsini yıkmamalı...

 

Sen uyuyorsun ve ben 3 gündür seni rüyamda görüyorum. Birinde seninle kavga ediyorum. Çok aptal bir sebepten. Birinde seni ne kadar çok sevdiğimi sana defalarca söyleyip seni defalarca koklayıp öpüyorum. Birisinde ise, sen yine gidiyorsun... 

 

Kabusum musun, rüya mısın, ben anlamadım. Hiç gelmeden gitmene alışmaktan korkuyorum. İçimdekileri zaman denen o aç dinozorun yiyip bitirmesinden korkuyorum. Ve sen beni zamana bırakıp gittin..

 

En önemlisi, sen beni tutmadan bırakıp gittin. Belki tutsaydın, gitmene izin vermezdim. Ya da cehennemin dibine seninle gelirdim..

 

Yazdıklarım, söylediklerim hep boşa gidiyor. Sen kocaman bir boşluksun. Ve sürekli beni içine çekiyorsun. Senden kaçıyorum. Gündüzleri çok iyi yapıyorum bunu. Gece oluyor, uykuya değil, sana dalıyorum.

 

Ben sığınılacak liman olmak istememiştim ki... Ben, beni sevmeni, birbirimize sığınmayı istemiştim. Birlikte buluruz huzuru demiştik. Sadece senin bulacağın huzurun bana, bize ne faydası var? Hoş, ben seninle mutsuz olmayı da seviyordum. Ama işin içinde sen olmalıydın. Hayal-et durumunu bu kadar abartmamalıydın. Artık sana da, kendime de kızmayı bıraktım. Yine de, kendimi "neden"den alamıyorum. Sen beni zamandaki nedenlere bıraktın. Bilinmez sorulara. Cevabını kimsenin, senin bile bilmediğin sorulara... Senden nefret bile edemiyorum. Çünkü benim içimdeki sen öyle güzel ki... İçimdeki yarattırdığın sen'e senin yüzünü giydirdiğimde çok yakışıyor. Ama içimi acıtıyor asıl olanın o olmaması...

 

İçimdeki sen, sen değilsin. O, iyi. O, beni seviyor. O, fedakâr. Vefalı, şefkatli, vicdanlı. O, adam! Adam gibi adam! Sen ise, çalışınca adam olunacağını sanan bir gerizekalı...

 

Zamanda kaybolmak üzereyim. Tuttun tuttun; tutamadın, ben düşüyorum...

 

 

(Resim: Atılay Aşkaroğlu)

 

 

   - Gece (18.02.2016)

Birileri, 'paylaşmak' mı dedi demin?