Çarlİ'de Mehtaplı Geceler (Harİcen Emeklİ'nİn belleğİnden)
Tekaüt maaşını beklerken boş durmamak İçİn, İlİm ve İrşad denİzİnde kaptanı olduğu o uçsuz bucaksız bİlgİ teknesİnden, bİzlere İrfan dağıtıyor Harİcen Emeklİ. aradığınız tİtİz ve profesyonel bakış açısı, kendİsİnİn göbek İsmİdİr...
US vs. AU OPTRONICS KARARI ve KARARLA İLGİLİ DEĞERLENDİRME
AU Optronics, elektronik araçlar imalatı ile iştigal eden bir teşebbüs olup merkezi Tayvan’dadır ve kuruluş senesi 2001’dir. TFT-LCD ekranlar, ürettiği mamullerin önde gelenlerindendir.
Au Optronics‘in 2001-2006 arasında rakipleri ile anlaşarak fiyat belirlediği iddiası temelinde dava açılmış ve davada, anılan suçun işlendiği sabit görülerek şirket hakkında 500.000.000 $ para cezası hükmolunmuş ayrıca bazı şirket yöneticileri de çeşitli cezalara çarptırılmıştır. Para cezasına ilave olarak şirket, bir uyum ve etik programının uygulanması da dâhil olmak üzere üç yıllık deneme süresi kapsamına alınmıştır. Fiyat belirleme iddiası esas olarak AU Optronics‘in üst düzey yöneticileri ile başta LG Electronics olmak üzere bazı rakip firmaların yöneticilerinin otellerde tahminen altmış defa gizli toplantı yaparak fiyatları belirledikleri hususu etrafında toplanmaktadır. Yargıç Illiston, hüküm duruşmasında, işlenen fiili fiyatları belirlemek amacıyla uzun erimli bir komplo olarak nitelendirirken, Adalet Bakanlığı Antitröst Dairesi avukatı Tewksbury ise 500.000.000 dolarlık bir cezanın böyle kartelleri caydırmada yeterli olamayacağı yönünde görüş bildirmiştir.
Rakip teşebbüslerden Samsung Electronics Co. Ltd. kovuşturmayı önlemek maksadıyla uzlaşma yolunu seçmiş, LG Electronics ise 2008’de 400.000.000 $ para cezası ödeyerek yargılama sürecinin dışında kalmıştır. AU ise suçsuzluğunu kanıtlamak amacıyla rakip şirketlerin Öte yandan, Antitröst savcıları AU ‘nun 1.000.000.000.000 $ para cezasına çarptırılmasını talep etmiş, yaklaşık 3.3 milyon dolarlık bir değere sahip olan AU ise şirketin ödeyeceği para cezasının en fazla 285.000.000 $ olması gerektiğini savunmuştur. AU avukatları, halka açık şirketler aleyhine cezai yaptırımların nadiren uygulandığı şeklinde bir mütalaada bulunmuş ve kararı temyiz edeceklerini açıklamıştır.
Karar değerlendirilecek olunursa denilebilir ki, fiyat belirleme amacıyla yapılanlar da dâhil olmak üzere piyasalardaki rekabeti kısıtlayıcı anlaşmaların özel hukuk anlamında bir sözleşme sayılamayacağı kuşkusuzdur. Şöyle ki, bu tarz anlaşmaların bir şekle tabi olarak yapılması mantık dışı olduğu gibi, bunların içeriğinin hukuka, ahlaka ve adaba aykırı olduğu da tartışmasızdır. Dolayısıyla rekabeti kısıtlayıcı anlaşmaların ispatı da hukuk muhakemesindeki ispat kurumunun tamamen dışında kalmaktadır. Bu cümleden olarak rakip şirket yöneticilerinin altmış defa gizli olarak toplanmaları ve toplantılardan sonra fiyatların sabitlenmesi rekabeti kısıtlayıcı bir anlaşmanın varlığı yönünde kuvvetli kanı bir uyandırır ancak bu kanıyı desteklemek ve hükme varabilmek için başka bazı kanıtların gösterilmesi de tabiidir.
Kaynakça:
http://www.newsdaily.com/stories/bre88k03h-us-auoptronics-fine/
GAZPROM SORUŞTURMASI ve DEĞERLENDİRME
Rus şirketi Gazprom hakkında Avrupa’da hâkim durumunu kötüye kullandığı iddiasıyla anti-tröst soruşturması açılmıştır. Söz konusu durum, Rusya’daki gaz şirketleri arasındaki şiddetli mücadelenin bir sonucu olarak kabul edilebilir. Gazprom, üreticilerden gaz alımını durduracağı yönünde bir açıklama yapmış ve buna gerekçe olarak da yerel pazardaki üretim fazlalığını göstermişse de bu bilgiler, Lukoil tarafından yalanlanmıştır.
Avrupa’da baş gösteren ekonomik bunalım sebebiyle Gazprom üretimi ksımıştır; buna karşılık diğer firmalar üretimi artırmak için projeler geliştirmeye devam etmektedirler ki, mezkûr firmalar Gazprom’dan Pazar payı ele geçirmek için adeta yarış halindedirler. “Bağımsızlar” olarak da adlandırılan bu firmalar arasında TNK-BP, Rosneft, Anglo-Rus Petrol önde gelenlerdendir. Konuyla ilgili olarak Oxford Üniverstitesi’nden Prof. Henderson, bağımsızlara gaz satmayı reddeden Gazprom’un giderek rekabetçi piyasa koşullarına uyum sağlamak zorunda kalacağı yönünde görüş beyan etti.
Serbest rekabet piyasasına uyum sağlaması yönünde baskılara maruz kalan Gasprom, Avrupa Komisyonu’nun kararını eleştirmiş ve 27 ülkeye yapılan blok satışlarda gaz ile petrol fiyatları arasındaki bağlantıyı korumayı devam ettireceğini belirtmiştir.
Kremlin, Gazprom’u koruyucu yönde tavır sergilemiş ve Rusya’nın çıkarlarına aykırı olan hiçbir işbirliğine yanaşılmayacağını vurgulamıştır. Putin, yurtdışında faaliyet gösteren, stratejik öneme haiz teşebbüslerin menkul kıymet değişimi, sözleşme akdi ile ilgili konularda Rus hükümetinden izin alması gerektiğini açıklamıştır. Gazprom sözcüsü Kupriyanov ise, Gazprom’a baskı yapıldığını, amacın fiyatları etkilemek ve ticari görüşmelere müdahale olduğu üzerinde durmuştur.
Gazprom’un Avrupa’daki konumu tartışılmakta ve gaz sorunu için alternatif çözüm arayışlarında bulunulmaktadır. Bu bağlamda, Avrupa Komisyonu Gazprom’un Avrupa’ya serbest gaz akışını engellediği ve gaz fiyatlarını petrol fiyatlarına bağlayarak fiyatları adil olmayan şekilde belirlediğini açıklamıştır.
Gazprom sorunu, esasen Avrupa enerji politikasının liberalizasyonu çerçevesinde, Brüksel ile Moskova arasında ihtilafa sebebiyet vermiştir ki Litvanya’nın Gazprom ile anlaşmazlığı da bu çerçevede değerlendirilebilir.
Gazprom hakkındaki soruşturma yorumlanacak olursa denilebilir ki, Gazprom, Avrupa’daki birçok ülkenin doğalgaz tedarikçisidir ve doğalgaz gibi hayati bir konuda Avrupa’da Rusya’nın ağırlığının hissedilmesi AB çevrelerinde tehlikeli görülmektedir. Sorun ekonomik görünümlü olsa da sorunun özünde siyasi sebeplerin yattığı açıktır. Dolayısıyla Gazprom hakkındaki anti-tröst soruşturmasının doğalgazdaki Rus ağırlığını izale etmek amacını taşıdığı söylenebilir.
- Haricen Emekli (02.04.2014)
İLETİŞİM İÇİN:
Yazarın diğer eserleri:
Birileri, 'paylaşmak' mı dedi demin?