top of page

Gevshek, başta Eksisozluk eserleri olmak üzere, inceleme ve irdelemeleriyle, buralarda saf tutmaktadır...

Baldan Tatlı! (Gevshek'le gevşemek için)

DESPERADOS: WANTED DEAD OR ALIVE - TAM ÇÖZÜM - 1

 

2001 yılında, Infogrames denen firma bozuntusu ve yardakçısı Spellbound, kalktı, ömrümüzün sonuna kadar bizi müptelası edecek bir oyun yarattı durduk yere. Bu firmanın ettikleri bununla da sınırlı kalmadı; takip eden yıllarda Robin Hood L.O.S. ve (biraz geri planda kalsa da) Chicago 1930 gibi oyunları da soktu gözümüze, tarumar olduk. Commandos benzeri yapıda oyunlardı bunlar. Desperados bunların arasında neredeydi peki? Tabi ki, ilk sırada...

 

Bağımlılık yapan senaryosu, hikayesi, oynanışı, oyun mekanikleri, arayüz sistemi, kaydetme/yükleme hızı ve taktik deryası sayesinde, bu oyun aklımızdan da bilgisayarımızdan da çıkmadı, çıkmayacak, çıkmıyor lanet olası şey! Evvela, bu oyun bir strateji oyunu. Belirli sayıda ve her biri kendi alanında uzman adamınız var ve bu ekibin hiçbir ferdini öldürmeden bölümleri bir şekilde geçmeniz şart. Ha, kolay mı? Hayır. En az elli kez save/load işine girecek herkes; ama o kadar zevkli ve haz verici birşey ki bu oyunda birşeyleri başarmak (sırf tren istasyonunda quick action sahnesiyle başladığımız bölüm bile yeter), adrenalin tavan yapıyor, kendinizi kral sanıyorsunuz; profesyonel seviyedeyseniz de, kralın ta kendisi oluyorsunuz. Yok böyle bir şey!

 

Strateji dedik evet, ama menejerlik gibi değil tabi; burada nişan alan da sizsiniz, sıkan da, koşan da, uçan da, kaçan da. Vahşi batı teması ve dönemin silahlarına uygun bir oynanış istiyorsanız, zaten en iyisi bu oyundur. Adım adım inceleyelim:

 

Grafik: Bayılıyorum bu grafiklere. 2d olması çok güzel, kafa karışıklığı daha az, ayrıca derinlik boyutunu da hesaba katmaları sayesinde bina arkalarına, gölgelere gizlenmek, gizlenenleri görebilmek mümkün. Kamera açısını değiştirememek belki de oyunun tek nazı niyazı, ama Commandos 2'de gördük ki, kamera döndükçe oyun kolaylaşıyor. Hep böyle kalmasını dileyenler ezici çoğunluktur. Animasyonlar da eksiksizdir. (9/10)

 

Arayüz: Her şey, olabilecek en uygun ve güzel hızda, serilikte. Takılmalar yok, sapıtmalar çok nadir, yükleme ve kaydetme süreleri inanılmaz iyi, hele de save/load ile yüzlerce tekrar yapmanız gerekiyorken, bu arayüz altın damarı kadar kıymetleniyor. (10/10)

 

Videolar: O yıllara göre de şimdiye göre de muazzam bir video kalitesi var; gerçek insan kullanmaksızın yapılabilecek en gerçekçi, yumuşak ve güzel ara sahneleri yapmışlar. (10/10)

 

Oynanış: Oyunun belkemiği. Oyunun hız sorunundan veya yapay zekadan ziyade, kendi beceriksizliğinize kızarken bulacaksınız kendinizi genellikle. Muhteşem bir oynanışı var. Quick action olayı kimi yerde size efsanevi anlar yaşatıyor; ayrıca oyunda gizlen-mevzilen-pusu kur-indir taktiğinin eline su dökecek çok az şey var, pek çok eşyayla etkileşimli taktik hazırlayamıyorsunuz, ama buna gerek de yok, burası vahşi batı. Silahların hızlı ısınmasından ve kısayol tuşlarıyla klavyeden değil de mouse ile şarjör doldurmaya çalışmaktan iş göremez hale gelenler el kaldırsın, seçimlerde açık ara kazanırız. Ha, Commandos 2'deki gibi adamlarımızı siperde tetikte bekler halde bırakamıyoruz, ama o iş olsa, oyun hakikaten çok kolaylaşırdı, o da ayrı. Ana silahlarda şarjör sorunu olmaması en güzel artısı oyunun; yan malzemeler uyarınca, Cooper ve Sanchez bir tarafa, hemen herkesle her bölüm tek başına geçilebiliyor. Ben genelde Doc'u tercih ediyorum, bana kalsa bir orduya bedel; ama Sanchez ve Cooper da iki tabur askere tek başlarına yeterler. Nişan alma, hız, seri ateş ve menzil işleri güzel kurgulanmış, iyi ve tadında ayarlanmış. Klavyeye bir kez alışınca, eza değil sefa buluyorsunuz. Her karaktere ait mini alıştırma bölümleri sayesinde yapay zekayı ve oynanış mekaniğini de çözünce, değmeyin sizdeki keyfe. (10/10)

 

Senaryo: Çok sağlam. Cooper için daha sağlam bir öc alma sebebi bulunabilirdi belki, ama bounty hunter/rider olarak da bu senaryo kabulümüz. Kimi bölümlerin amaçları çok farklı ve kritik; mesela, bir bölümde hiç ses çıkarmadan adam öldürmemiz gerekiyor, bir diğerinde adamları hiç öldürmeden sadece dövüp bağlamamız gerekiyor; bunlar baldan tatlı lakırdılar ve tekdüzelikten çıkarıyorlar işi. (9/10)

 

Sesler: Seslendirmeler, diyaloglar ve karakterlerce verilen tepkiler on numara, hatta fenomen olacak cinsten (bu konuda ağzı epey bozuk Doc'u tek geçiyorum). Çok başarılı çalışılmış. (10/10)

 

Karakterler: Eveet, başlayalım bakalım. Unutmayalım ki, her karakterimiz beş adet özelliği var, hepsi birbirinden merdane: 

 

  • John Cooper: Nam-ı diğer John Rambo, Battal Gazi. Bazı özellikleri eşsiz ve hayati; sadece bölümlerin geçilmesi için değil, oynanışın sürekliliği için. Misal mi; duvarlara tırmanabilen ve bıçak kullanabilen tek adam Cooper. (Kate’in tepiği bir yana) Sanchez gelene kadar yumrukla adam bayıltabilen ve adam taşıyabilen tek adam da yine Cooper. Ana silahı bir klasik altıpatlar, ki oyundaki en seri ana silah da bu. Hakikaten diğer silahlara nazaran daha geç ısınıyor, 6 kurşun alması da idare eder cinsten, ayrıca keskin bir nişan yüzdesi var, Sam'in tüfeği gibi ıska manyağı değil. Bıçak konusu da size tek başına bölümler kazandıracak (benim favorim, bıçağı fırlatarak indirmeler). O yüzden, muhtemelen oyun boyu en çok kullanacağınız adam, ekibin lideri olan Cooper olacaktır. Senaryodaki önemi, her şeyin başlama sebebi olması. Bu beyzademizin parasını taşıyan tren haydutlarca soyuluyor ve Cooper reyiz de bu çapulcuların peşlerine düşüyor. Baktı tek başına olmayacak, tek tek ekibini topluyor. Liderimiz. Herşeyimiz. İyi ki var. John'un tadını çıkarmak için Sanchez'in inine ilk girdiğimiz bölümü veya oyunun en efsane bölümü olan The Walls Of Fortezza'yı (hapisten Sanchez kaçırma) oynayın. Robin Hood'daki Robin'den farkı, duvar çıkmak konusunda da tek olması, yani daha da vazgeçilmez bir karakter bu Cooper, Robin'e nazaran. Özellikleri: altıpatlar, yumruk, bıçak sokma, bıçak fırlatma (bu ilk dördü zaten adamı titan yapıyor), bir de, rakibin dikkatini bir yöne çekmek için kullanabileceğimiz zaman ayarlı (delayed) cep saati. Cep saati olmadan da hayat güzel. Ama diğerleri, Desperados'çu olmanın 10 farzından 4'ü. Hızlı ve çevik bir tip olması da cabası. Tek olumsuz yanı, kimi bölümlerde bazı karakterlerin ondan çok daha büyük belalar yaratabilmesi. Hepsi bu. Not: 10/10 

 

  • Samuel 'Sam' Williams: John'un eskilerden kankası. Bu zenci biraderi ikinci bölümde köle tacirlerinin elinden kurtarıyoruz. Kendisi, evvela patlayıcı uzmanı (Ocean’s serisindeki Basher hesabı), ayrıca ağır makinalı cihazları (mitralyöz) kullanması da ayrı bir artı noktası. Diğer karakterler varken, patlayıcı ve mitralyöz işi hariç hiç lazım olmuyor kendisi, ama bir konuda işe yarıyor: bina çatılarına çıkıp sağlam bir sotede pusuya yatarsanız, havaya bir el ateş ettiğinizde oraya damlayan sazanları tek tek avlamak için Sam en iyisi (Desperados’çu olmanın 10. Farzı – evet, sona attım). Neden mi? Çünkü yakın mesafeden ölümcül olan ve oyundaki en geniş şarjöre sahip (12 kurşun) silah, Sam'in tüfeği. Uzak mesafeyi vurabiliyor gibi görünse de, uzun atışlar denemeyin, dümeni çok bozuk, isabet çok zor. Diğer özelliklerine gelince: bazı senaryo ilerleyişleri için büyük barut fıçıları ile kapı-duvar patlatmak gerekiyorsa, Sam'i kullanıyoruz. Kendisi ayrıca dinamit de atıyor, hem de sektire sektire çok uzağa kadar gönderebiliyor; ama hedefteki rakipler bunun gelişini (pısssss sesi) sezerse, hemen kaçıyor ve dinamit boşa patlıyor. O yüzden iyi ayarlaması zor. Ha, bir de silahı çabuk ısınıyor. Üzerine, bu arkadaşla bir çıngıraklı yılanı, atla gezen bir düşman devriyesinin önüne bırakırsanız, ilginç bir taktiğiniz olabilir. Eğer binicisi o yılanı attan evvel göremezse, yani at, yılanı daha önce görürse, at şaha kalkıyor, binici baygınlık yaşıyor. Ha, binici görürse yılanı, attan inip yılana kurşun sıkıyor, ama siz bu arada adamın ilgisi yılandayken John ile koşup adamı yumruklayabilirsiniz, güzelce bayılır mesela, böylece bingo! dersiniz. Sam’in canı nispeten tatlı ve kendisi ve tüfeği yeterince hızlı ve çevik değil. Son olarak, Sam'i vazgeçilmez yapan özellik var: Sam, ekipte, baygın adamı bağlayabilen (ama ne yazık ki o adamı öteye taşıyamayan) tek karakter. O yüzden, mevzu öldürmeden ilerlemekse, Sam elzemden de öte bir ihtiyaç. Özellikleri sayarsak: Winchester tüfek, adam bağlama, dinamit, yılan bırakma, tnt fıçısı koyup ateşleme. Not: 7/10 

 

  • Doc McCoy: Adamım. Oyunun tartışmasız yıldızı. Adamın jargonu bile tek başına kral olmaya yeter. Cooper eğer reyiz ise bu adam başbuğ veya başkan falandır. Doc, John'un kadim bir ahbabı; kendisi sahtekarlıktan başını alamayan hafif geçkince bir karakter ve John ile onu idamdan kurtarınca oyunun en doğru işini yapmış oluyoruz. Bu karakter, hem ince işlerde hem de süvari ve piyade olarak kullanmaya elverişli, bu yüzden çok canlar yakıyor. İlkin, silahına değinelim. Silahı bir Magnum (vuhuuu!!), Sanchez'in çiftenisi saymazsak oyundaki en güçlü ana silah ve kodu mu hakikaten tek vuruşta rakibi indirebiliyor, menzili de uzun sayılır ve menzilinin en ucunda bile çok keskin bir isabet oranı var (Doc’umuz, ekibin keskin nişancısı ve muhtar adayıdır), ayrıca silahı nispeten geç ısınıyor, çok seri ateş ediyor (fakat silahı cebe sokup çıkarması biraz uzun sürüyor, belirtelim). Bunun dışında, bu silaha kimi bölümlerde cephane olarak bulduğumuz koca mermileri ekleyebiliyoruz ve o vakit, tarihin ilk sniper'ına kavuşuyoruz (cephanesi sınırlı, ama, olsun..). Bitmediii! Bu adamın bir diğer özelliği, etrafa kloroform sallayıp orta mesafe bir menzildeki her düşmanı uyutması, bayıltması, avlaması (Desperados’çu olmanın 5. Farzı). Gümüş tepside düşman sunmak için, bu kloroformları, rüzgara göre uçuşu ayarlanan bir minik uçan balon ile daha uzak mesafelere yollayıp sniper mermimizle tam istediğimiz yerde düşman bayıltabiliyoruz; kloroformlar sınırlı sayıda mevcut, ayrıca rüzgar her yöne balon atmaya elverişsiz, yani bu özelliğin foseptiği çıkmamış, dengede olması güzel olmuş. Devamı da var; Doc, oyunda, adam tedavisi konusunda tek şansımız. Bayılanı ayıltıyor, yaraları sarıp can arttırıyor (malzemesi sınırlı, fakat oyunda yenilerini toplayabiliyor). Tabi yine ekipte kilitli kapıları açabilen tek kişi olduğuna da değinmek icap eder. Son olarak Doc, bize çoğu kez başka karakterle şaşırtmaca yapmaya gerek kalmadan avcı kesilme imkanını sunuyor; Doc'cuğumuz, paltosunu bir yere dik halde bırakıyor, düşman da onu başlı başına canlı bir adam zannedip şarjörünü oraya sıkarken, biz kendisini dilediğimiz gibi indirebiliyoruz (Desperados’çu olmanın naha da 6. Farzı). Ne demiştim? Muazzam, değil mi? (evet desenize oğlum!) "Prepare to meet your maker!", "See you in hell!", “Has someone called for a doctor?” gibi vecizeleriyle gönülleri de fethediyor. Azıcık yavaş bir karakter Cooper'a göre, ama hep itiştiği Sam'e nazaran espri yeteneği çok daha iyi. Özellikler: Magnum (sniper dahil), kloroform, kloroform balonu, ilkyardım ve palto bırakma. Not: 10/10 

 

  • Kate O'Hara: Dişiliğini kullanarak bela yaratan karakterimiz. Güzel bir bayan, Cooper'ın da eski tanıdığı. Bacak açıp düşmanı kendine aşık eder, düşman yanına gelince de basar seri tekmeyi (Cooper'ın yumruğuyla aynı işlev; yine yumrukta olduğu gibi, fazla sayıda tekme, baygın adamı öldürür), ardından görev tamamlanır (Desperados’çu olmanın 7. Farzı). Bu kumarbaz hanım, çok hızlı değil, ama çok sinsi ve en taktiksel iki elemandan birisi (diğerinin de bir kadın olması, ilginçtir). Kate'in ana silahı bir mini tabanca; menzili kısa, isabeti zor, mermisi güçsüz, sessiz (belki de tek artısı bu), çabuk ısınıyor ve 3 mermilik şarjörü var. Göründüğü gibi ana saldırı için uygun değil. O yüzden, tek seferde tek düşman olacak şekilde, bacak-tekme numarasını tercih ediyoruz. Çok sık kullanım alanı olmasa da, Cooper'ın saat olayı gibi, Kate'in de iskambil kartlarını etrafa çakıl taşları gibi dizme özelliği var. Böylelikle o kartı gören düşmanı ister şaşırtıyorsunuz, isterseniz bir seri kart kullanarak düşmanı istediğiniz yere çekebiliyorsunuz. Hemen her düşman buna kanıyor. Ha bir de, Cooper saati eliyle yere koymak zorundayken, Kate kartları bir nebze uzağa da atabiliyor, faydasını göreceksiniz. Dikkat dağıtma özelliğinden başka, Kate'in bir de minik aynası var. Bu aynayı eğer güneş ışınlarıyla doğru ayarlarsak, aynayı yönelttiğimiz düşman kısa bir süre için kör oluyor, biz de basıp geçiyoruz fark edilmeksizin burnunun dibinden. Bu aynayı ayrıca, Sam'in koyduğu tnt'lerin fitilini uzak mesafeden ateşlemek için de kullanabilirsiniz. Bu güzel. Kate en sessiz ve derinden giden karakterlerden biri, o yüzden casusluk için önden göndermeye çok müsait. Bu kızımız, erkeklere göre epey yavaş ve hımbıl kalıyor, ama ana çatışmanın bir parçası olmaması gerekiyor zaten. Özellikler: minik silah, bacak açma, tekme, iskambil, ayna. Not: 8/10

 

  • Pablo Sanchez: Çok etkili bir su aygırı. Adam tam bir ağır vasıta; oyunun büyük bölümünü yukarıdaki ilk dört karakter ile oynuyoruz, sonra, esasen düşman çetelerden birinin reisi olarak ellerimizle hapse tıktığımız Sanchez'i hapisten yine kendi ellerimizle kaçırıp saflarımıza katıyoruz. Bu adam, muazzam bir kazanç. Beyimizde ayı kuvveti var, bu sayede çok ağır şeyleri itebiliyor, mitralyözü kucağına alıp seyyar halde geze geze sıkabiliyor düşmana; en güzel ve faydalı özelliği ise, bir binanın içine girdiğinde, o binada eğer üç veya daha az kişi varsa, hepsini sıra sıra dövüp bayıltıp dışarı fırlatıyor olması kendiliğinden; böylece onları öldürmek veya bağlamak çocuk işi haline geliyor (Bkz. Desperados’çu olmanın 8. Farzı). Sanchez'in dışarıda sizin emrinizle adam yumruklayamaması ise daha bir enteresan tabi. Sanchez, Cooper'ın haricinde baygın/ölü adam taşıyabilen o diğer karakterimiz, hem de aynı anda iki kişiyi birden taşıyabiliyor. Çok uzun mesafeden rakibin alnının çatına daş atıp bayıltma özelliği eğlenceli; ayrıca siesta yapan bir meksikalı kılığına bürünüp, kendisini görünce yaklaşan herkesi silahının kabzasını savurarak bayıltma yeteneği de var. Cepte taşıdığı tekila şişesini yine hem dikkat dağıtmak hem de rakibin algılarını zayıflatıp iğfale elverişli kılmak için kullanabiliyoruz. Ayrıca canı en yüksek adam da Sanchez. Gelelim zayıf noktalarına... Birincisi, doğal olarak çok hantal bir kardeşimiz kendisi. İkincisi de, ana silahı... Silah olarak, çifte (shotgun) kullanıyor. Yakın mesafeden en güçlü silah bu; fena halde ölümcül, iki mermilik şarjörü var (yani iki el sıkabiliyorsunuz), menzili kısa, yani uzak mesafeye elverişsiz, ve de.... Dost-düşman tanımayacak şekilde saçmalar fırlatıyor o tüfeğin kapsülleri. Yani bu demektir ki, tüm karakterlerinizi toplayıp aynı yöne ateş ettiriyorsanız, Sanchez ekibin en önünde olmadıkça, diğer tüm karakterlerinizi öldürecek. O yüzden, ya tekil kullanın, ya da ille grup halinde kullanacaksanız, en önde o sıksın. Bir atışta menzildeki 5 kişiyi birden indirebiliyor, ama o beş kişinin tamamı sizin adamlarınız da olabiliyor. O yüzden, mümkününce silah kullanmadan veya mitralyöz bula bula ilerleyin. Özellikler: çifte, tekila, siesta kılığı, kabzayla dövme, taş atma. Not: 9/10 

 

  • Mia Yung: Çok sonralardan ekibe kattığımız bir mazlum. Bölümün birinde ona ve babasına ait otelde kalıyoruz, haydutlar bizi gömmek için oteli yakıyor ve biz kaçıyoruz, olan babasına oluyor. Öksüz kalan Mia da bir-iki bölüm sonra bize katılıyor intikam almak için. Mia, tamamen mikro detay severek oynayan üst düzey oyuncular için tasarlanmış, kurşun sıkmadan adam öldürmek için biçilmiş kaftan bir karakter. Ana silahı, oyun boyunca en çok kargaşayı yaratacak silah olan zehirli ok (kürar). Tek seferde tek ok fırlatıyor. Bunu yiyen kişi, dönüp önce Mia'ya sıkmaya çalışıyor, sonra delirip dost-düşman tanımadan etrafta kim varsa ona sıkıyor, eğer hayatta kalırsa da, baygın düşüyor. Düşmanı düşmana kırdırmak için daha uygun bir yol yok oyunda, muhteşem sonuçlar alabiliyorsunuz (Desperados’çu olmanın 9. Farzı). Ama oku yiyen, Mia'ya çok hızlı ve çabuk biçimde kurşun yağdırıyor, ve Mia oyunun en hızlı karakteri olsa da, canı çok az olduğu için, ölüm tehlikesini zar zor atlatıyor her sefer. Bunu bir nebze giderebilmek adına, kurşun geçiren ama içini göstermeyen varillere girip saklanabiliyor Mia. Bir diğer özelliği, etrafa minik maytaplar atarak ufak çaplı dikkat dağıtma/kargaşalar yaratmayı sağlaması. Tıpkı John'un saati gibi. Kalan üç özellikten birisi, yine şaşırtmaca için kullanılan bir flüt. Diğer ikisi, birbiriyle bağlantılı kombo şeyler; Mia, etrafa fıstık bırakıyor, sonra omzundaki evcil maymununa o fıstıkları yemesini ve etraftaki düşmanların dikkatini çekip, becerebilirse sizin olduğunuz noktaya kadar kendisini takip etmesini sağlıyor. Ayarlanması kolay değil, ama bilhassa mağara içinde oynadığımız ve hiçbir silahımızın olmadığı bölümde çok işe yarıyor. (demiştim size, en taktiksel diğer karakter de bir kadın diye). Benim ikinci favori karakterim Mia. Kürarı o kadar çok seviyorum ki.... Öhöm! Evet, özellikler: kürar, flüt, fişekler, fıstık ve maymun. Not: 8/10  

 

Yapay Zeka: çok iyi, hatta bir harika dostum! Siz siz olun, rakibin görüş menzilini takip etmeden iş yapmayın. (8/10)

 

Bakın ne diyeceğim; önümüzdeki aylarda şu meretin bölümlerine de bir göz atalım mı? Atalım, atalım! (Not: Resimler alıntıdır ha...)

 

- Gevshek (16.04.2014)

Detaylar harika demiştim, değil mi?
Tartışmasız, oyunun en can sıkıcı bölümü - Sessiz & Sitemsiz
Burayı gören cennetliktir
İşsiz güçsüz tayfa, kız kurtarmanın peşinde gece gece (ama Kate buna değer)
Kate'ciğimiz, iş başında... Biraz da iyiler sömürsün şehvet kurbanlarını!
The Reis...

İLETİŞİM İÇİN:

Yazarın diğer eserleri:

  • Wix Google+ page

Your details were sent successfully!

Birileri, 'paylaşmak' mı dedi demin?

OLASI TAKİPLER İÇİN

  • Facebook Classic
  • Twitter Classic
  • c-youtube

© 2013 by İmlâcı (Orhan E. Özenç) Tüm hakları saklıdır.

bottom of page