top of page

İmlâcı'dan (Orhan E. Özenç) basketbola dair satırlar...

Search

Eskişehir Basket 2014-15 Sezonu İncelemesi

  • thegevshek
  • Oct 24, 2014
  • 6 min read

ESKİŞEHİR BASKET (EDİRNE BASKET)


Onur Özkapıcı - Reha Öz - Ümit Türkoğlu - Buğrahan Tuncer - Kartal Özmızrak - Ömür Özkapıcı - Metecan Birsen - Chaz Williams - Jordan Bachynski - Okan Bostancı - Loannis Athinaiou - Craig Brackins - Matt Walsh şeklinde bir ekiple geliniyor yeni sezona. Önceden belirtmemiz gerekir ki, takımda ortam ve durum hiç de iç açıcı değil. Önce, yerel ahalinin ve basının tüm itirazına ve tepkisine karşın takım Edirne'den Eskişehir'e getirildi; bununla da kalmayarak, Olin'in sponsorluğunu ve geçen seneki kadronun kemik isimlerinden Darius Washington ve Tapoutos başta olmak üzere pek çok mühim oyuncuyu kaybederek takımı dağıttılar. Yeniden yapılanma için, öncelikle Eskişehir Anadolu Üniversitesi ile salon ve seyirci için anlaşma sağlandı; ardından, takım, 20 Ekim tarihi itibariyle yeni bir sponsor (Eskişehir NSK) ile anlaşma sağlayarak, sezon başında kurduğu kısıtlı ve dar rotasyona eklemeler yapmak için adım attı. Tüm bunları göz önüne alırsak, takımın temellerinin asıl şimdi atılmaya başlanacağını söyleyebiliriz. Dolayısıyla, tüm incelememiz, takımın şu ana kadar gördüğümüz oyun yapısına ve kadrosuna göre yapılacaktır.


Peki bu kadro şu ana kadar kimlerden kuruldu? Açıkçası bu takımın bu sene Alpella gibi bir misyon üstlenerek gençlere şans vermeyi amaç edindiği bir gerçek. Her biri 19 yaşındaki iki heyecan verici ismin kiralık olarak dahil edilmesi ile başlayalım yazmaya; Kartal Özmızrak ve Metecan Birsen, gelişimleri için doğru bir adım attılar ve bol bol süre ve sorumluluk alabilecekleri bir yapılanmada yer almayı tercih ettiler bu sene. Kartal'ın sakatlıktan sonra bu sene genç milli takımla yaşadığı şampiyonluk ona ziyadesiyle moral motivasyon aşılaşmıştır, şimdi de üzerine koyma vakti. Aynı moralden bir doz da Metecan'ın depoladığını unutmamak lazım. Kartal, oyun kurucu olarak halihazırda akranları Kenan Sipahi ve Berk Uğurlu'dan bir adım geriye düştü açıkçası, ve toparlaması için evvela hız, ardından da şut ve kuvvet idmanlarına hız vermesi şart. Sorumluluk anları gelip çattığında pas ve komuta tercihlerinde giderek daha olgunlaşıyor, ama rakibin onu bir sayı tehdidi olarak görmemesi, onun oyununu sadece geriye götürür. Metecan'ın durumu daha yürek ferahlatan cinsten. Onun tek ihtiyacı olan, kendisine sorumluluk verilen bir oyun düzenine kavuşabilmesi. Takımın sayı, pas, şut, atletizm, savunma ve daha bir çok ihtiyacını karşılamada önder ve öncü isim olması hiç de zor değil, yeter ki, doğru ellerde doğru oynatılsın.


Bu iki isim dışında, kadronun yüzde doksanının da yirmi yedi yaş ve altı oyunculardan kurulduğunu belirtelim; bu oyunculardan birisi, Galatasaray altyapısından yükseldikten sonra bir sezon Kanada'nın NAIT Üniversitesi'nde de forma giyen ve basketbolunda sıçrama yapan, ardından ülkemize döndüğünde ise 2.ligde İTÜ forması altında benche mahkum edilen Okan Bostancı. 2.06 boyundaki Okan, hem 4 hem de 5 numara oynayabilecek fundementale sahip olsa da, fizik gücü itibariyle bu takımın dört numarasında tercih edilecektir. Okan, fevkalade atlet bir oyuncu, hem iç hem orta mesafe hem de dış skor tehdidini barındırmasının yanı sıra, ribauntlarda ve birebir savunmadaki blok sezgisiyle hem göz dolduruyor, hem de ilerisi için umut veriyor. Bu sene, onun da kendini bulması için iyi bir fırsat. Post-up'ta ve 3 sayı çizgisi civarında onu seyretmek bir zevk olacak. Kadrodaki bir diğer genç yetenek ise, 19 yaşındaki Onur Özkapıcı. Hem 2 hem de 3 numarada boy gösterebilen Onur, 3. ligden tekrar 1. lige dönmenin avantajını kullanırsa, formayı zorlar. 1 numara oynamak için fazla hantal kalıyor artık, ama 2 ve 3 numarada oynamaya da fiziğinin uygun geldiğini söylemek kolay değil. Mesafe tanımadan attığı şutlarda azimli ve keskin isabetleri var, sorumluluk alması ise anca penetreler üzerinden dağıttığı artistik pasların isabeti ile doğru orantılı. Kısacası, henüz pişmesi için zaman var.


Eli ısındığı an 3 sayının gerisinden ve stop-jump-shot'lar üzerinden fırtınalar estiren fakat oyununa ikinci üçüncü bir boyut eklemekte kısır kalan 21 yaşındaki Buğrahan Tuncer'i de unutmamak lazım. İstanbul BŞB'nin alt ligde olduğu sene Metecan ile aynı takımda yer alan ve o takımın pek çok maçta skor yükünü çekerek takımını galibiyete taşıyan Buğrahan'ın Beşiktaş altyapısında oynadığı günden bu yanaki en büyük sorunu, istikrar. Eli soğukken 3 sayılık atış denemekten çekinen ve özgüven sıkıntısı yaşayan Buğrahan, moralini iki sayılık orta mesafe atışlardan buluyor. 2 metrenin altındaki boyuna karşın kalın ve buna rağmen hızlı sayılabilecek fiziği ve de üst düzeydeki top hakimiyeti ile hem 1, hem 2 hem de 3 numaralı pozisyonda varlık gösterebilen Buğrahan, önceliğini yine savunmaya verirse, çaldığı toplarla bu takımda çok ekmek yer. Birebirde penetre ile adam geçerek boyalı alana drive'larını sürdürmek için, muhakkak çabukluğunu geliştirmeli, çünkü eğer penetrelerde ısrarcı olursa, bu yaş seviyesinde mevcut durumuyla çok top kaybeder. Pasörlüğü şutörlüğüne nazaran bir adım geride, ama Kartal ve Metecan varken ona oyun kurma görevi de verilmeyecektir zaten.


Gelelim kadronun tecrübeli isimlerine. Reha Öz ve Ümit Türkoğlu yıllardır bu ligin ve 2. ligin gediklisi olmuş isimler. Reha, senelerdir bu organizasyonda mühim görevler üstlenmiş, ön plana çıkmayı sevmeyen fakat takıma hücum ve savunmada kalburüstü katkılar sağlayabilen bir ekip oyuncusu. Eskiye nazaran yavaşlamış olsa da, tercih hatalarını da bir o kadar azaltmış durumda. Benzer şeyler, Banvit'ten beri kariyeri düşüşe geçen ve bu sene takıma ağabeylik edecek olan Ümit için de geçerli. Ümit bu takımın pivot pozisyonundaki ilk tercih olabilir, aynı şey 3 numarada Reha için de geçerli, fakat Reha'nın yeri kesinken, Ümit için aynı şeyi söyleyemeyiz. Neticede Reha hücumda ve savunmada her sisteme uyum sağlayabilen ve varlık gösterebilen bir oyuncu iken, Ümit bu konuda daha kısıtlı ve sadece set hücumlarında bir şeyler üretebilen bir isim. Yine de, her iki ismin de bu takımın ana skoreri olması beklenmesin.


Son olarak, yabancılara bir göz atalım. Chaz Williams, pek çok TBL takımının gündemine gelmiş UMASS çıkışlı 23 yaşında bir oyun kurucu. Takımda bu kadar genç oyun kurucu adayı varken Williams'ın sazı eline alması elbette takımın misyonunu ve gençlerin gelişimini gölgeleyebilir, fakat takımın ligde tutunması gerekiyorsa, yani sonucu da biraz düşüneceklerse, Williams'ın kadroda olması gerekecek. Diğer oyun kurucuların aksine Williams'ın oyunu şu an bile olgun ve etkili bir durumda, ayrıca ana skorer olmasının da önünde bir engel yok. 1.75'lik boyunun hız ve çeviklik artılarını sonuna kadar lehine kullanmasını başaran ve bu sayede kolej kariyerinde 3 sene All-Atlantic 10 ilk takımına seçilmiş olan Williams'ın en büyük sıkıntısı, savunma yapmaya dair gönülsüzlüğü - ki draft'te de bu yüzden hiçbir takım onu seçmedi. Dolayısıyla takımın bu sene başarı odaklı olmaması, onun için de avantaj. Maç başına 12 sayı 4 asist barajını geçemezse işte o vakit sürpriz olur. Iverson ekolünden geldiğini söylersek, birebir oyunu ne kadar sevdiğini ve şutlarını da genellikle stop-jump-shot üzerinden bulmayı tercih ettiğini daha net anlayabiliriz. 2.18'lik Kanadalı dev pivot Jordan Bachynski ise, Arizona ile dört sene NCAA tecrübesi yaşamış, 25 yaşında ve pota altını karartacak cinsten bir oyuncu, fakat tercihi sadece savunma yapmaktan yana. Bu bakımdan, dar hücum silahı yelpazesi sebebiyle sadece takım oyunu içerisinde verim verebileceğinin altını çizelim. Neticede, 5 sayı 8 ribaunt 2 blok gibi istatistiklerine çok sık rastlayacağız bu sene. Bachynski ve Ümit'in oyun yapıları sebebiyle takımın pota altı savunmasının emin ellerde olduğunu fakat pota altı hücumunun ise alt seviyede kalacağını söylersek yanılmamış oluruz.


İtalya ve Yunanistan tecrübesi bulunan 26 yaşındaki combo guard Ioannis Athinaiou da, klasik Yunan kısalarının aksine, tıpkı Williams gibi, attırmaktan önce atmayı düşünen yapıda bir oyuncu. Sırf bu sebepten bile, bu iki ismin yan yana sahada olduğu dakikalarda Eskişehir'in hücumda pas trafiğinin çok kısır olacağını ve takımın hücum veriminin düşeceğini öngörebiliriz. Takımın halihazırdaki ilk skor opsiyonu Craig Brackins ise, 4 numarada Okan'ın önünde ilk beş başlayacak ve takımı sırtlayacak olan isim konumunda. NCAA'lerde 3 sene boy göstermiş olan Brackins, NBA'e geçiş yapamayıp şansını İtalya ve Polonya'da denedikten sonra ligimize geçiş yapan bir oyuncu ve pota altında sırtı dönük hücumları ve atletizmi ile yarattığı fark dikkate değer. Bu oyuncunun dinamo gibi enerjisi ile 20 sayı 10 ribaunt ortalamalarını yakalaması işten bile değil. Takımın dağınık hücum düzeninde bireysel oyunuyla ilaç gibi gelecektir Brackins. Savunması yok denecek kadar az olduğu için, takımın içeriden ve dışarıdan maç başına 70-80 sayı yemesi kaçınılmaz. Takımdaki son yabancı oyuncu ise NBA patentli Matt Walsh. 2 ve 3 numarada oynayan ve tıpkı Reha gibi çok yönlülüğüyle dikkat çeken Walsh, 30 yaşını devirdikten sonra savunmayı da göz ardı etmemeye başladı ve bu olgunlaşan oyunu ile kritik anlarda doğru isimleri topla buluşturabilecek basirete de kavuştu.


Peki tüm bunlar, takımı ligde tutmaya yeter mi? Yukarıda da belirttiğimiz üzere, takımın bir savunma anlayışı yok, savunma yapmayı sevdikleri de yok. Şu an, NBDL'deki herhangi bir gelişim takımı gibiler ve yedikleri sayıları umursamadan, sadece hücum etmeye odaklanmış durumdalar. Lakin, yediklerinden fazlasını atacak kalitede değiller ve farklı mağlubiyetleri sık sık tatmaları kaçınılmaz olacak. Hücumda herhangi bir planları veya düzenleri yok gibi görünüyor, dolayısıyla topu eline alanın bireysel kabiliyeti ve tercihleri ile potaya gidecekler. Bu bakımdan, şans bulacak gençlerin oyunlarının ne derece olgunlaşacağı ve yabancıların bencilliği yüzünden onlara ne kadar sorumluluk kalacağı tam bir muamma. Yine de, hiç oynamamalarından iyidir şimdilik diye düşünüyoruz. Hülasa, takım, bu sene TBL'den düşecek ilk ekip olabilir. Misyonu ise baki kalmalı. Bakalım Derya Yannıer ve ekibi, neler başarabilecek?


TBL için ilk beş: Williams - Metecan - Reha - Brackins - Bachynski

İdeal beş: Williams - Walsh - Reha - Brackins - Bachynski


(24 Ekim 2014)


*Not: Takıma sonradan dahil olan Jared Holman'a değinmek icap eder. Bachynski'nin hücumdaki yetersizliğini örtebilecek olan Holman, İtalya, Hırvatistan, Almanya ve son olarak da Rusya ligi tecrübelerini yaşamış, atletizminden ziyade oyun bilgisiyle ön plana çıkan orta düzeyde bir pivot. Holman, takımın ligde tutunabilmesi adına gerekli bir transfer, fakat işin tecrübe ve hücum kısmında iyi olsa da, Bachynski'nin savunma kalitesine sahip değil. Holman'ın Brackins sayesinde eskisinden de iyi bir ribautçu olacağını öngörebiliriz. Bachynski kadrodan gönderilirse, o vakit pota altı savunması daha da sıkıntılı bir hal alacaktır.

 
 
 

Comments


Öne Çıkan Yazılar
Eski Yazılar
Arşiv
Etiket İle Arama
Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square

İLETİŞİM İÇİN:

Başarıyla iletilmiştir!

OLASI TAKİPLER İÇİN

  • Facebook Classic
  • Twitter Classic
  • c-youtube

© 2013 by İmlâcı (Orhan E. Özenç) Tüm hakları saklıdır.

bottom of page