top of page

İmlâcı'dan (Orhan E. Özenç) basketbola dair satırlar...

Search

Bandırma Banvit 2014-15 Sezonu İncelemesi

  • thegevshek
  • Oct 21, 2014
  • 5 min read



BANVİT

Sammy Mejia - Earl Rowland - Vladimir Dragicevic - Chuck Davis - Keith Simmons - Vladimir Veremeenko - Klemen Prepelic - Şafak Edge - Can Maxim Mutaf - Berkay Candan - Cevher Özer - Erkan Veyseloğlu - Tolga Geçim - Keith Benson - Talat Altunbey - İsmail Cem Ulusoy - Metehan Akyel şeklinde bir ekiple geliniyor yeni sezona.


Hapoel Jerusalem karşısında izlediğimiz tablo gayet ilginç ve umut verici; takımın as silahlarından iki isim maç boyu kenarda tutuluyor ve takımın tüm kaderi, hem de resmi bir maçta, hem de bir Eurocup maçında, takımın gençlerine, yeni transferlerine ve daha da önemlisi, yerli oyunculara teslim ediliyor. Uzun zamandır böylesine motive edici ve karakterli bir koç duruşu görmeye hasrettik. Her şeyden evvel, takım, geçen seneki normal sezon birinciliğinin şampiyon olmaya, play-offlara ve Avrupa'da başarıya kafi gelmediğini gayet güzel görmüş, ve o kadronun üzerine koyarak ilerliyorlar. Yeni koç Zoran Lukic, Itoudis'ten ve Orhun Ene'den aldığı mirası ileri taşımanın yolunu bulmuş gibi görünüyor. Evvela, şu ana kadarki maçlarda, bilhassa da Türkiye Kupası ve Eurocup'ta gördük ki, bir numaralı ve iki numaralı pozisyonlarda, görece zayıf top kontrolü ve pas tercihindeki pürüzler sebebiyle ara sıra sıkıntılı top kayıplarına yol açabilecek olmaları dışında tüm oyuncular istenen türde ve beklenen seviyede mücadele ediyorlar. Tek bir belirsizlik var: uzun süreli bir kış uykusundan uyanıp dirilen Şafak, bu sene skorer mi oynayacak yoksa playmaker gibi mi? İşte bu sorunun cevabı her maçın anahtarı olacak. Zamanı geldiğinde, sırayla her iki şekilde oynamasına da ihtiyaçları var, ve böylesi silahları varken, farklı rakiplere karşı farklı oynaması elzem Şafak'ın - gelgelelim, ikisini aynı anda oynamakta yetersiz olduğu için kestirilmesi kolay bir rakip olacaktır savunulurken. O yüzden, Rowland'ın yaşını umursamadan enerjik, delici, penetreleriyle takıma ve kendisine sayı imkanı yaratan, atletik özelliklerini ve savunma direncini limitine kadar zorlayarak oynaması gerekiyor, çünkü buradaki sıkıntı ancak bu şekilde çok azalacak ve Şafak'ın playmaker gibi oynayabilmesinin önü açılacak.


İki numarada ise Prepelic henüz sahalara inmedi, geçen seneki performansı ona Slovenya milli takımının kapısını açmıştı, bakalım kalabalıklaşan yabancı kontenjanı ve yeni yabancı sistemiyle nasıl bir uyum gösterecek? Prepelic'in yanı sıra, tıpkı FB Ülker'li Melih Mahmutoğlu ve Efes'li Furkan Korkmaz kadar özgüvenli, keskin ve inatçı bir şutör olan Can Maxim Mutaf da iyice kıvama gelmiş durumda ve kritik anlarda Bogdan Bogdanovic'in FB Ülker'deki rolünün tıpkısının aynısını burada Banvit için oynayabilecek durumda. Bu seviyede seyreden bir oyun yapısı ve ısrarcı kimliğiyle, Can bu senenin kilit oyuncularının başında gelecek.


İki ve üç numarada takımın artık iyiden iyiye can simidi ve lokomotifi olan ve umarız zorlama birebir hücumlarını da azaltarak kritik anlarda takımı artık zora sokmayacak olan Mejia ve genç gözdelerimizden Tolga Geçim ile topa ve set hücumuna çok güzel yön veriyorlar. Mejia takımın belkemiği, yine her şeyi; Tolga ise, bu yaz genç milli seviyesinde oynadığı oyunla bu sezon alacağı her dakikayı hak ettiğini bize gösterdi. Umarız o da diğer gençler kadar bol şans bulur ve hücumun ve savunmanın bir parçası olarak, sorumluluk verilerek oynatılır. Bu oyuncuların yanı sıra senelerdir çizgisini sürdüren ve dış isabet yüzdesini yükseltirse takımı bir basamak yukarı çekecek olan 3-4 pozisyonlarının gediklisi Cevher ve Keith Simmons ile savunma ve bitiricilik alanlarında ses getirecekler - özellikle Avrupa'da. Simmons'ın Türk vatandaşlığına sahip olması onlar adına güzide bir gelişme. Ayrıca artık savunma konusunda başvuru kaynağı haline gelen 'takım oyuncusu' Erkan Veyseloğlu da rakibin skorerini karartmak için bir numaralı, başat savunmacı opsiyonu olarak benchten gelecektir. Dolayısıyla, Banvit'in kısa rotasyonunda birbirini tamamlayan ve kalburüstü kalibreye sahip çok sayıda alternatifli bir rotasyonu bulunuyor. Simmons - Mejia ikilisinin üst düzeydeki uyumu ve büyük maçlarda silinip kaybolmamaları Banvit'i tehlikeli yapan baş husustur kesinlikle.


Gelelim uzunlara. Chuck Davis yine bildiğimiz gibi, güven veriyor ve rakiplere eşleşme zorluğu yaratan oyun kimliğiyle farkını belli ediyor. Dolayısıyla dört numaradaki ilk tercih, Davis. Üçlükleri henüz istediği seviyede olmasa da, geçen sene TED'de gösterdiği çıkış ile A Milli aday kadrosunda şans bulup Banvit'e katılan genç Berkay'ın savunmasını geliştirmesi halinde Chuck Davis ve Cevher'i bile kesebilmesi mümkün, çünkü çok kaliteli bir kumaşı var. Mümkün mertebe şans verilmesi gereken bir oyuncu, tıpkı Tolga gibi. Ayrıca, onun baş rolde olduğu hücum setleri çizmeliler, yoksa Berkay sadece üçlük deneyen bir uzun oyuncu haline gelecek ve şu an dış şut oyunu, pota altı oyununun seviyesinden çok daha geride, onun asıl gücü orta mesafe ve sırtı dönük hücumlar. Berkay ve Davis haricinde, yeni iktisap Dragicevic, halihazırda takımın en skorer ismi, bileği en güven veren ismi. hem 4 hem de 5 numarada oynayabilen Dragicevic, özellikle hücum ribauntlarında ve pota altında takipçi, çabuk, çevik ve fırsatçı yapısıyla dikkat çekiyor, aynı zamanda sırtı dönük hücum edecek vizyonu, yeteneği ve fiziği de var. Bu çok yönlülük hücumda takıma can verecektir. Gelgelelim, takım boyalı alan ve orta mesafede adam değişme üzerinden savunmada sıkıntı yaşıyor, oyuncular geçiş savunması ile perde üzerinden oynayan rakiplere karşı hep çuvalladı - orta mesafeyi paylaşamazlarsa bir nebze bile şut atabilen takımlara karşı işleri çok zor, zira son Galatasaray galibiyetinde gördüğümüz gibi, evvela faule yatkın hale gelecekler ve rakipler kolayca çizgiye gelecek. Zaten o maçı zora sokan hadise de faul hakkının erkenden dolmasıydı. Ayrıca top kayıpları veya boş dönülen hücumlardan sonra rakibin hızlı hücumlarını savunurken iyi geri koşamıyorlar, hızları yetersiz, geçiş savunması istenen düzeyin altında.


Pivotlara geçelim. Takım çok uzun boylu bir takım sayılmaz. Son Galatasaray maçında gördük ki, pota altında, bilhassa da ribauntlarda takım henüz istenen düzeye gelebilmiş değil. Hem hücumda hem savunmada yer kaplayan, hem sırtı hem de yüzü dönük hücum edebilen, ribaunt için alan açan kalıplı bir oyuncuları (Veremeenko) var gerçi - ki kendisi bu konudaki tek alternatif ve bu eksiği kapatabilmek için sezon başında transfer edildi, ama orada düzen daha oturmamış. Veremeenko ortalamanın üzerinde bir hücumcu ve pasör, ama savunması aynı seviyede değil. İç-dış dengesini oturtabilmek adına hem Dragicevic hem Veremeenko aynı anda sahada yer alırsa verim düşebiliyor. Atletik özellikleri ile Mejia - Rowland - Simmons - Davis ekolünü tamamlayacak NBA Patentli Asya gezgini 2.10'luk Benson ise, fundementali ile değil, gücü, fiziği, atletizmi ve azmi ile bir şeyler katacak bir isim. Takıma henüz fiziken ve mental olarak hazır olmadığı bir gerçek, henüz rotasyona girdiğini iddia edemeyiz. Takımın zayıf karnı pota altı mıdır? Aslında, ribauntları, bilhassa da savunma ribauntlarındaki sıkıntıyı giderebilecek bir yapıya kavuşurlarsa, Dragicevic ve diğer dört pozisyondaki oyuncular bu eksiği kapatabilirler. Eğer Veremeenko beklentileri karşılayıp Dragicevic kadar güven teşkil ederse, o zaman üst düzey saf bir pivotları olur ve çok can yakarlar.


Takım, genel olarak tepeden ikili oyun organizasyonları değil, tüm takıma hücumda top değdirerek, top dolaştırarak oynamaya ve sette 24 saniyeye yayılmaya çalışıyor. Yeni sistem hem yerli hem de yabancı oyuncuların oyun tarzına yatkın, bu konuda ve oyuncu seçimleri konusunda Lukic'e bir artı yazmak lazım. Fakat, bu sistemin olmazsa olmazı üçlükler ve orta mesafe şutlardır. Oysa Şutlar şistenen seviyede değil; bu açığı şimdilik penetrelerle ve atletizmle kapatmayı başardılar, fakat uzun vadede şut istikrarını yakalamazlarsa geçen senenin üzerine çıkamazlar. Can Maxim Mutaf iyi savunuyor, şutların el yaktığı anlarda ortaya çıkmayı hep sürdürmeli, yoksa Meija ve Dragicevic'e destek gelmeden büyük takımlara karşı işleri çok zor olacak. Mejia, Chuck Davis ve Rowland Avrupa için paha biçilmez isimler; eğer takım uyumu geçen seneki kadar üst düzeyde olmayı sürdürürse, koç da Davis ve Rowland'a ders vereceğim derken onları küstürmez, kimyayı bozmasa, Banvit yine ligde ilk dört için ve Avrupa'da en azından çeyrek final için banko bir aday olacak. Ayrıca, Türkiye Kupası konusunda da, geçen sene Pınar Karşıyaka'nın başardığını bu sene başarmamak için hiçbir sebepleri yok. Keşke İzzet Türkyılmaz yine Banvit'te olsaydı bu sene - bu takım, bu sistem, tam onun için biçilmiş kaftandı...


Açıkçası bu sene, D. Doğuş, R.H. Gaziantep, P. Karşıyaka ve Tofaş ile birlikte beni heyecanlandıran takımların başında geliyor Banvit. Artık Karşıyaka ile birlikte bu ligin Tau Ceramica'sı (Laboral), Valencia'sı, Milano'su oldukları su götürmez bir gerçek. Sıra, resmi başarılara geldi bence, ve bu sene, hiç de fena bir sene değil bir kupa için...


TBL için ilk beş: Şafak - Simmons - Mejia - Cevher - Dragicevic

İdeal beş: Rowland - Tolga - Mejia - Davis - Dragicevic



(21 Eylül 2014)


*Not: Beklenen oldu ve takımdan gönderilen Benson'ın Neptunas takımına transferi 1 Kasım 2014 tarihi itibariyle resmen gerçekleşti.

 
 
 

Comentarios


Öne Çıkan Yazılar
Eski Yazılar
Arşiv
Etiket İle Arama
Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square

İLETİŞİM İÇİN:

Başarıyla iletilmiştir!

OLASI TAKİPLER İÇİN

  • Facebook Classic
  • Twitter Classic
  • c-youtube

© 2013 by İmlâcı (Orhan E. Özenç) Tüm hakları saklıdır.

bottom of page