2014 FIBA Dünya Kadınlar Basketbol Şampiyonası Çeyrek Final Maçları Değerlendirmesi ve Yarı Final Ta
- thegevshek
- Oct 4, 2014
- 6 min read
Çeyrek Finaller:
Avustralya - Kanada (63-52)
Öncelikle şunu söylemekte fayda görüyorum, bizim maçımız hariç tüm maçların favori ekipleri açık açık belliydi, aşikardı. Kanada her ne kadar hücum performansıyla pek çok seyirciyi şaşkına çevirmiş ve kendine hayran bırakıp takdir toplamış olsa da, Avustralya'nın gücüyle baş etmeleri imkansıza yakındı - elbette ki bunun en önemli sebebi, Kanada'nın, Avustralya'yı durduracak bir savunma yapmaktan uzak bir ekip oluşuydu, zira onlar savunma değil, hücum takımı olarak geldiler buraya, Çekler'i de bu sayede yendiler. Avustralya, zaten hücum konusunda ABD ile birlikte dünyanın en eli sıcak ekibi, üzerine savunmada da gayet iyi iş çıkarıyorlar. Meselenin can alıcı özeti de, bu aslında. Bu maça her iki takım da hızlı ve tempolu başladı, ilk periyot 19-17 geçilirken, ikinci ve üçüncü periyotlarda Kanada'nın Avustralya'ya ayak uyduramaması sebebiyle maçın neticesi belli olmaya başladı. Avustralya bilhassa son periyotta, maçı bir nevi garantilemişken kendi vitesinin altında seyretmeyi tercih etse bile, Kanada gibi bir anda farkı kapatabilecek bir rakibe karşı aldığı bu riskin bedelini ödemek zorunda kalmadı. Neticede, kalite ve tecrübe farkı kendini iyiden iyiye gösterdi. Opaller'de Marianna Tolo 13 sayı 9 ribaunt ile pota altından, Erin Phillips ise 16 sayı 3 ribaunt 2 asist ile dışarıdan oyunu domine ettiler; onların yanı sıra Mitchell 10 sayı 4 ribaunt 2 asist, Francis 9 sayı 5 ribaunt, Hodges 2 sayı 5 ribaunt, Penny Taylor ise 3/12 gibi düşük bir isabet yüzdesiyle 8 sayı 5 asist 3 ribaunt üretti. 'Mitralyöz' Jarry ise, 5 faul alana dek sadece 5 sayı kaydedebildi ve suskun bir gece geçirdi. Kanada'da ise turnuvaya renk katan Plouffe ikizlerinden Katherine 10 sayı, Michelle ise 6 sayı 5 ribaunt ile mücadele ederken, çok yönlülüğüyle göz dolduran Ayim 11 sayı 7 ribaunt, Nurse 8 sayı 2 ribaunt, Tamara Tatham 4 sayı 3 ribaunt üretti; bu vakte kadar beklenenin üzerine çıkan Langlois (2s 4r), Thorburn (4s 2r 2a), Fields (5s 2r 2a) ve Gaucher (2s 2r) ise bu maçta Avustralya'ya karşı bir etki yaratamayan hayal kırıklıkları oldular. Bu sonuçla Avustrayla yarı finale çıkarken, Kanada da 5-8. sıra için mücadele etmeye girişecek.
İspanya - Çin (71-55)
Bu maçta da, İspanya karşısında Çin'in akıbeti üç aşağı beş yukarı belliydi evvelden. İspanya'nın bu maçta sert savunma yapmadan galibiyete ulaştığı göz önüne alınırsa, iki takım arasındaki kalite farkı daha net bir şekilde anlaşılabilir. İki ekip de basketbolun doğrularını oynadılar yine, ama İspanya, başta Sancho Lyttle olmak üzere, her doğru pozisyonu yüksek yüzdeyle bitirebilecek düzeyde oyunculara sahip olduğu için, Çin'e hücumda üstün çıkmayı başardı. Maçın hülasası belli: hızlı hücumlardan gelen sayılar bir yana, eğer Sancho Lyttle'ın varsa, maça 1-0 galip başlıyorsun. İspanya'da hemen her pozisyonda kalburüstü çok isim var, ama Lyttle'ın yeri başka. Hem kulüp takımında hem de milli forma altında, görüp görebileceğimiz en istikrarlı isim ve Avrupa'nın bana göre bir numaralı pivotu olan Lyttle, bu maçta da kalitesini konuşturdu ve müsabakayı 10/17 isabetle 24 sayı 7 ribaunt ve 5 top çalma ile tamamlayarak rakibi adeta tek başına devirdi. Kalıplı Çin uzunları karşısında oyunun iki tarafında da sırıtmayan Lyttle'a, baş yardımcısı Torrens 17 sayı 5 ribaunt 5 asist 2 blok ve 2 top çalma ile, rutinin aksine bu maçta potayı göremeyen Nicholls da 4 sayı 14 ribaunt 5 top çalma 2 asist ile eşlik etti. Bu isimlerin yanı sıra Dominguez 5 sayı 3 ribaunt, Palau 5 sayı 5 asist 3 ribaunt, Xargay 7 sayı 5 ribaunt 2 asist 2 top çalma, Cruz da 5 sayı 3 asist 2 ribaunt ile galibiyete katkıda bulundu. Çin'de bir görünüp bir kaybolan Lu Wen yine ortada yokken, Çin istikrarlı bir skorer çıkarmakta güçlük çekti, bu ismin turnuva başından beridir her maçta değişkenlik göstermesi, Çin için en büyük ızdırap kaynağı oldu zaten. M.Li 10 sayı 5 ribaunt, M.Sun ise 10 sayı ile takımın skor yükünü sırtlamaya çalışırken, S.Gao 7 sayı 8 ribaunt, Huang 6 sayı, Chen 5 sayı 3 ribaunt 2 asist, Ji ve Lu Wen ise 4'er sayı ile takıma katkı verdiler. Tam bir takım oyunu ile her oyuncusundan sayı katkısı üretmeye çalışan ama yukarıda bahsettiğimiz gibi, bu genç ekibin içerisinden lider bir oyuncuyu bu maçta çıkaramayan Çin, böylelikle macerasını 5-8.lik mücadelesinde sürdürecek.
Türkiye - Sırbistan (62-61)
Ömrümüzde seyrettiğimiz en çekişmeli maçlardan biriydi. Tıpkı 12 Dev Adam gibi, Perilerimiz de galibiyeti evvela alın terleriyle, azimleriyle, ruhlarıyla, mücadeleleriyle kazandılar. Son periyotta toparlanıp farkı da açmayı başaran Periler, yarı finali bu mücadelesiyle en az bizler kadan hak eden Sırplar'ın muazzam üçlükleri ardı ardına sıralayarak sahnelediği geri dönüş karşısında yılmadılar, ve hücumda hata yapmayarak, 1 sayı farkla galibiyete uzanmayı başardılar. Bu maça dair bahsedilecek çok mühim iki husus var; ilki, Nevriye Yılmaz. Kadromuzun tartışmasız en kaliteli ve istikrarlı oyuncusu olan Nevriye, eli titremeden, baskı tanımadan, rakip müdafaaya aldırmadan geçirdiği nice güzide maçın aksine, bu maçta kıran girmiş gibi ilk üç periyotta sadece 0/12 isabetle 0 sayıda kalmadı, aynı zamanda hem hücumda hem de savunmada kendi klasından hiç beklenmeyecek tercihlerde ve hatalarda bulundu (aynı pozisyonda arka arkaya 2 blok yedi; özellikle kritik anlarda gelen sportmenlik dışı faul, onun yapacağı iş değildi normalde). Adeta büyü yapılmışçasına basireti bağlanan Nevriye, geçirdiği kabus gibi gecenin nazarını, son periyotta arka arkaya bulduğu 3 isabetle kırdı ve o isabetlerin ardından yüzündeki ifade gerçekten de görülmeye değerdi. Toplamda 3/17 isabetle 6 sayı 8 ribaunt ile mücadele etti Nevriye, ve az kalsın mağlubiyetin baş aktörü olacakken, galibiyette pay sahibi olmayı, kalitesini konuşturmayı başardı maçın sonunda. İkinci husus ise, Lara Sanders. Geri dönüşün ve zaferin komutanı, baş mimarı olan Sanders, bizim hem 12 Dev Adam'da hem de Periler'de özlemini çektiğimiz o dominant ve kaliteli devşirme oyuncu ihtiyacını tamamen karşılayacağını bu maçta iyiden iyiye ispatladı. Kayseri KASKİ'deki performansını (Hollingsworth'ün aksine) milli formayı da taşımayı başardı (keşke Olimpiyatlar'da o da olsaydı kadroda, işte o vakit madalyaya uzanırdık). Maçı 14 sayı 19 ribaunt 5 blok ile tamamlayan Sanders, bize kelimenin tam anlamıyla hayat verdi. Burada bir parantez de koçumuza açmak lazım; Ceyhun Yıldızoğlu ne zaman ki Nevriye üzerinden hücum etme inadından vazgeçti, işte o vakit diğer hücum silahlarımız devreye girdi ve maça ortak olduk. En başta Şaziye (12s 4r), Birsel (8s 2a) ve yine müdafaa direnciyle suni teneffüs yapan Tuğçe (7s 2r) takımımıza direncin âlâsını aşılarken, hücumda 0/5 ile 1 sayıda kalsa da 4 asist ve savunma azmi üreterek galibiyete katkı yapan Tuğba, canla başla müdafaa yapan Bahar (2s 3r 2a), kritik iki şutuyla tüm kadroya moral depolayan Esmeral (2/7 isabetle 4s) ve dış şutlarda istediğini bulamasa da, görevini harfiyen yapan kaptan-kumandan dişi Iverson Işıl Alben (8s 4r 3a), takımımızı tarihi bir zafere taşıyan isimler oldular. Sırplar'da ise ölüm melekleri Dabovic kardeşlerden bu maçta Milica ürettiği 18 sayı ile, 5 faul almadan evvel çok canımızı yakarken, en büyük başarımız, penetreci Ana Dabovic'i 2 sayıda tutabilmemizdi. Milica'ya joker şutör Jovanovic 16 sayı 6 ribaunt, Milovanovic 11 sayı 5 ribaunt, 3/11 isabette kalarak yüzümüzü kritik anlarda güldüren Radocaj da 8 sayı 7 asistle eşlik ettiler. Bu isimler haricinde sadece Ajdukovic'in 5 sayısına müsaade eden savunmamıza ayrıca bir tebrik ve takdir hevengi yolluyoruz. Böylelikle, sonuna kadar zorlayan iki ekipten, Perilerimiz yarı finale, Sırbistan da 5.lik mücadelesine doğru yoluna devam etti. Favorisiz tek çeyrek final maçında, talih ve hak, bizden yana oldu. Tebrikler Periler...
ABD - Fransa (94-72)
Velhasıl kelam, Fransa, eksik kadrosuna rağmen iyi direndi, ama ABD müsaade etmese, bu kadar bile yaklaşamazlardı yanlarına - hele de Dumerc 5 faulü erkenden almışken. Hazırlık maçlarında ABD'ye galip gelen Fransızlar, kazın ayağının öyle olmadığını bildiklerinden, vaziyet 2012 Olimpiyat Finali'ne dönmesin diye canla başla oynadılar, lakin Gruda (18s 9r) dışında kimse tüm maç ayakta kalamadı; Fransa'da son bölümde çift hanelere ulaşan Gomis 11 sayı 2 asist, Cata-Chitiga da 19 sayı 4 ribaunt ile oynarken, 5 faulle oyun dışına kalana kadar Dumerc 10 sayı 2 asist üretebildi. Salagnac (ayrıca 4 asisti var) ve Amant'ın 6'şar sayısı dışında Tchatchouang'dan 3, Skrela, Ciak, Tanqueray ve Miyem'den de 2'şer sayı bulabilen Fransızlar, ABD'nin hücum gücüyle baş edemediler. ABD'de ise dev Griner 17 sayı 5 ribaunt 2 asist 2 blokla, Tina Charles da 15 sayı 7 ribauntla pota altını domine ederken, Maya Moore 10 sayı 4 ribaunt 4 asist, Augustus 8 sayı 3 ribaunt, Whalen 13 sayı, McCoughtry 9 sayı 3 ribaunt, Sims 5 sayı, Taurasi de potaya bakmadan 3 sayı 6 asist ile mücadele etti. ABD adına en güzel gelişme, Ogwumike'nin 8 sayı 3 ribaunt 2 asistlik katkısıydı - geçen seneki draft'in 1 numarası, yavaş yavaş üst seviye oyuna adapte olmaya başladığını gösterdi.
Doğu Bloğunun tamamen beyaz bayrak çektiği bu maçlar sonunda, yarı final eşleşmeleri şöyle oluştu:
Türkiye - İspanya
Avustralya - ABD (erken final)
Yarı final için tahminler yapmak çok zor, hele de bizim maçımız için. Lyttle, Sanders'tan daha istikrarlı bir orta mesafe şutuna sahip, fakat Sanders'ın savunma direnci daha üst düzeyde, umarız Nevriye-Sanders ikilisi, Nicholls-Lyttle ikilisi karşısında ritimlerini bulabilirler. Alba Torrens'i tutacak türde bir oyuncumuzun olmaması çok büyük bir handikap, fakat onlarda da bizim dış şutör rotasyonumuzu durduracak tarzda savunmacılar yok. İspanya maçın favorisi, ama biz muazzam savunma ve azmimizle her şeyi başarmaya kadir ve namzetiz.
Avustralya, eğer Lauren Jackson ve Liz Cambage olsaydı, ABD'yi yenerdi. Şimdi ise, ABD yarım adım önde görünüyor.
Öte yandan, 5-8 sıra mücadelesi, tamamen rövanş maçlarından ibaret olacak, zira ilk maçlarda Çin ile Sırbistan, Fransa ile de Kanada tekrar karşı karşıya gelecekler. Böylelikle bu turnuvada da aynı ekipler iki kez karşı karşıya gelmiş olacaklar (ama bu başka maçlarda tekerrür etmeyecek). Rövanşlarda, ilk maçların mağluplarını daha şanslı görüyorum açıkçası, ama Sırplar yine bir sürpriz yapabilirler.
Yarın tüm yürekler bir ve sizinle Periler; hepinizin bayramı kutlu olsun, terinizin son damlasına kadar mücadeleden vazgeçmeyin, sonuç ne olursa olsun, başımızın tacısınız her zaman!
Arz ederim
(3 Ekim 2014)

Commenti