2014 FIBA Dünya Kadınlar Basketbol Şampiyonası İkinci Tur Maçları Değerlendirmesi ve Çeyrek Final Ta
- thegevshek
- Oct 3, 2014
- 5 min read
Çeyrek Final'e Yükselme Maçları (Nam-ı diğer İkinci Tur)
Çek Cumhuriyeti - Kanada (71-91)
Esasen, burada savunmada hareketsiz ve yumuşak kalmaları dışında Çekler'e çok yüklenmemek lazım, zira (artık dopingle midir nedir bilemedim) Kanadalılar hakikaten hastalıklı bir yüzdeyle şut soktular ve engel tanımadılar hücumda, bu performansın karşısında Avustralya'nın bile durabileceğinden şüpheliyim, o derece bir maç oldu. Bir daha maç yapsalar durumun böyle olacağını hiç sanmam, ama neticede Çekler beni de herkesi de yine yanılttı ve turnuvaya veda edip Kanada'yı çeyrek finale yolladı.. Kanada'da Fields 15 sayı 6 ribaunt, Gaucher 17 sayı 7 ribaunt 2 asist, K. Plouffe 13 sayı 4 ribaunt, M. Plouffe 8 sayı 7 ribaunt 3 asist, Nurse 12 sayı, Thorburn de 9 sayı kaydetti. Tatham (5s 4r) ve Ayim (6s 2r) ise maç başında ibreyi Kanada lehine çevirdikten sonra skorda değil savunmada etkili oldular. Çekler'de ise ikinci yarı ortaya çıkan Viteckova 17 sayı 3 asist, Elhotova 14 sayı 3 ribaunt 4 asist, Kulichova 12 sayı 3 ribaunt, Stejskalova 12 sayı, 2/7 isabetle kritik topların çoğunda çuvallayan Bartonova ise 7 sayı 4 ribaunt 2 asist ve 5 faul ile mücadele etti, fakat bu, Çek Cumhuriyeti'nin son 10 senedir layıkıyla sürdürdüğü namını korumaya yetmedi. Kanada'ya bir kez daha bu sürprizleri için tebrikler diyelim.
Fransa - Brezilya (61-48)
Tam tabiriyle 'horoz dövüşü' şeklinde geçen skor fakiri bir ilk periyodun ardından, ikinci periyotta Fransa açıldı ve hem oyun yapısının hem de kalitesinin yarattığı farkla Brezilya'ya üstün çıkmaya başladı. Pinto'nun bir üçlüğü hariç kısalardan yine fayda görmeyen Brezilya ise savunmada aksayınca çareyi iki periyot boyunca rakibe deli gibi faul yapmakta buldu. WNBA'li Brezilya uzunları Souza ve Santos'un her biri daha ilk yarıda üçer faul aldı, ki bu durum, Brezilya'nın zaten dağınık olan oyun düzeninin daha da beter şaşmasına ve gardının düşmesine sebep oldu. Tüm maç boyunca Brezilya'nın sayı bulmak için sadece serbest atış çizgisinden düzenli olarak medet umduğunu söyleyebiliriz (17/24 serbest atış), fakat savunmada sürekli faul yaptıkları için Fransa da onlara bu alanda şirk koştu (17/22 serbest atış). Brezilya'da Souza 3 faul ile daha pasif bir role soyunmak zorunda kalana dek 11 sayı 6 ribaunt 2 asist, Santos ise 5 faul ile oyun dışında kalana dek 9 sayı 6 ribaunt kaydetti, bu isimlere Paixao 8 sayı, dünden sonra tekrar yokları oynamaya koyulan Teixeira 6 sayı 2 ribaunt, Pacheco 5 sayı, Pinto ise 7 sayı 7 ribaunt 4 asist 2 top çalma ile eşlik etti. Rakibinin belirgin bir takım oyunu düzeni olmamasını ve pas trafiğinde kısır kalmasını iyi değerlendiren Fransa ise, tat vermeyen oyununa rağmen çeyrek finale yükseldi; bu esnada ise Gruda'nın 17 sayı 8 ribaunt 3 top çalma 2 blokluk performansının yanı sıra, Dumerc'in 6 sayı 9 asist 5 ribaundu, 5 faul alan Ciak'ın 8 sayı 6 ribauntu, Skrela'nın 7 sayı 3 ribaunt 2 asisti, Gomis'in 6 sayı 2 ribaundu 2 asisti, Miyem'in 6 sayısı, Cata-Chitiga'nın da 5 sayısından faydalandı. Düzenli olarak verim veren oyunculardan Amant'ın sıfır çekmesi, Lardy ile Salagnac'ın 2'şer sayıyla yetinmesi ve Tchatchouang'ın 0/5 isabetle 2 sayı 3 ribaunt 2 asistte kalması hayal kırıklığı yarattı. Buna mukabil, Fransa, bileğinin hakkıyla çeyrek finale yükselmiş oldu.
Belarus - Çin (67-72)
Her dakikası mücadele dolu olmasa da, son periyodu kıran kırana geçti bu maçın. Özelikle ilk yarıda farkı gitgide açan Belarus, rahat bir galibiyet alacakmış gibi görünürken, Lu Wen'in suskunları oynadığı gecede sahneye T. Shao (10/13 isabetle 23 sayı 3 ribaunt 2 asist) çıktı ve maçı Çin'e kazandırdı resmen. Son çeyreğin skoru 7-25 Çin lehine, bunu belirtmeden geçmeyelim. Yani, turnuvanın ilk iki gününde mucizevi geri dönüşler ile ucu ucuna galibiyet alan Belarus, buralara kadar geldiği usulde, kendi silahıyla vurularak elenmiş oldu - ki ilk yarıda, turnuva başından beri oynamadığı kadar asiste dayalı oynuyorlardı üstelik, ve seyir zevki veriyorlardı nihayet. Ama işte basketbolun güzideliği burada başlıyor. Belarus'ta az kalsın tarihe geçecek bir performans sergileyen Kraliçe Arı Leuchanka (16 sayı 13 ribaunt 9 asist 1 blok) ve yine sessiz ve derinden gelerek hançerler saplayan Likhtarovich'e (20 sayı 4 asist 3 ribaunt 2 top çalma 2 blok), 5 faulle oyun dışı kalmadan evvel Snytsina 15 sayı ve 2 asistle eşlik etti, Papova da 6 sayı 5 ribaunt 1 blok 1 top çalma kaydetti, fakat Drozd (1/5 isabetle 3 sayı), Ziuzkova (1/6 isabetle 2 sayı 2 ribaunt 2 asist) ve Troina (1/4 isabetle 2 sayı 2 ribaunt 2 asist) beklentilerin altında kalınca, özellikle kritik toplarda Leuchanka tek başına kaldı ve bu durum Belarus'u çeyrek finalden etti. Çin'de ise Shao'nun yanı sıra Huang 9 sayı 4 ribaunt, Gao 8 sayı 4 ribaunt, Cheng 9 sayı 4 ribaunt 2 asist, Yang 8 sayı 3 ribaunt 2 asist, Chen 8 sayı 3 ribaunt 2 asist, Lu Wen ise 1/5 isabetle 3 sayı 8 ribaunt 2 asist kaydetti ve çeyrek finale uzanmayı başardılar. Tek üzüntüm, Leuchanka'nın tarihe geçemeden elenmesi oldu.
Sırbistan - Küba (86-79)
Radocaj'ın (0/7 isabetle 3 sayı 2 asist 3 top kaybı 1 top çalma) bütün düşük performansına rağmen, Sırplar çeyrek finali başa baş bir mücadelenin sonunda hak ettiler. Tüm maçta Ana Dabovic (21s 5r 2a), Milica Dabovic (14s 2r 2a 2tç), Milovanovic (17s 9r 1r 2tç) ve Butulija (9s 5r) ile sayı umutlarına mesnet bulan Sırbistan, bu isimlerin yanı sıra, 5 faul ile oyun dışı kalan Cado'dan 6 sayı 2 ribauntluk bir katkı alarak Krnjic'in potayı görememesine bir nebze olsun çare buldu. Kritik anlarda devreye giren Ajdukovic (8s 3r) ve Rad (Dabovicler'in asistleri üzerinden 8s 2r) sayesinde ellerinden kayıp giden maçı lehlerine çeviren Sırplar, geriden gelerek maç sonunda öne geçtiler ve maç sonunu iyi oynayarak galibiyete uzandılar. Bu sırada en büyük yardımcıları, 3. çeyrek itibariyle Küba'nın en etkili isimleri Cepeda (18s 8r) ve Amargo'nun (17s 6r 5 faul) 4'er faul alarak kenara gelmiş olmalarıydı. Buna rağmen skorda büyük çapta sıkıntılar yaşamayan ve yedekleriyle iyi mücadele eden Küba, gerçekten de çeyrek finali hak ettiğini kanıtladı. Küba'da Amargo ve Cepeda'nın yokluğunda Gelis 16 sayı 8 asist 2 ribaunt 1 top çalma 1 blok, Oquendo 7 sayı 5 ribaunt, Noblet 6 sayı 5 ribaunt, Casanova 6 sayı 6 asist (ayrıca 5 faul ve 4 top kaybı), Povea da 9 sayı 4 ribaunt 2 blok ile takımı sırtladılar. Neticede, çeyrek finale Sırplar çıktı, fakat Küba da bizlere Amerika Şampiyonu'nun kim olduğunu ve nasıl basketbol oynadığını göstermiş oldu. Küba'nın da en az Belarus kadar çeyrek finali hak ettiği aşikar, ama Sırplar da bir o kadar bileklerinin hakkıyla geliyorlar çeyrek finale.
Gelelim çeyrek final eşleşmelerine:
*İspanya - Çin: İspanya alır. Net.
*ABD - Fransa: en baba halindeyken bile Fransa olimpiyat finalinde ABD'den 40 yedi, bu sefer de hiç kaçarları olamaz. ABD alır.
*Avustralya - Kanada: Burası ilginç. Çekler olsa kesin Avustralya alır derdim, ama şimdi, eğer Kanada bugünkü gibi oynarsa, karşılıklı muazzam bir hücum ve şut resitali bizi bekliyor demektir. Neticede, Avustralya güler.
Türkiye - Sırbistan: Biz, biz, yine biz. İki Dabovic + Milovanovic'i durdurursak, Radocaj da yavaşlatır kendini. Sırplar'ın pota altında Milovanovic ve Ajdukovic'in ara sıra parlayan performansları yokken o bölgede çok zayıflar. Sonuna kadar faul aldırmalı bu ikisine biz hücumdayken. Zaten o bölgede onlardan çok daha yetenekliyiz. Penetre seven Radocaj ve Ana Dabovic'i birebirle değil adam değişerek savunmak şart, yılan gibi kıvrılacak kadar atikler, bu da tehlikenin göbek adı oluyor. Birebir savunmacılarımıza çok iş düşecek. Milica'm canım bir tanem her an her yerden her şeyi yapabilir, ama savunmada top çalmak için müdafaasını riske ediyor, çoğunlukla da erkenden gereksiz fauller yapıyor, telafi edeceğim derken kolay top kayıpları yapıyor üzerine, moral ve faul problemi kabusları çöktürmek farz. Kalanı için özel bir husus belirtmeye gerek yok. İşin gerçeği, çeyrek finalde gerçekçi bakış açısıyla favorisinin açık ara belli olmadığı tek çeyrek final eşleşmesi, bizimkisi. Daha doğrusu, biz bir adım öndeyiz, fakat diğer eşleşmelerdeki kadar rahat olamıyoruz tahminlerde bulunurken. Şansımız, bahtımız, her şeyimiz açık olsun, mücadelemiz hiç kesilmesin...
Ayrıca, turnuvanın bu safhasına gelinmişken, tüm bu gelişmeler sonrasında, belirtilecek hususlar var:
- Şampiyonada an itibariyle Asya ve Afrika'dan kimse kalmadı, Amerika şampiyonu Küba da elendi. Geriye Kanada, ABD ve Avustralya kaldı Avrupa dışından.
- Doğu bloğu ülkelerinin çöküşü söz konusu. Rusya'nın geçen seneki İsveç maçı faciası sebebiyle burada yer alamaması, Belarus ve Çekler'in erken pes etmesi sonucu, tüm o yük Sırpların omuzlarında kaldı. Son 15 yıldır Avrupa ve dünyada ve olimpiyatlarda kök söktüren, fırtınalar estiren doğu bloğu, artık kendini bir gözden geçirmeli. Hayra alamet değil bu çöküş.
Cuma'ya kadar güzel dinlenelim... Perilerimiz'e sonsuz başarılar, kazasız belasız galibiyetler temenni ederiz.
(2 Ekim 2014)

Commenti