top of page

İmlâcı'dan (Orhan E. Özenç) basketbola dair satırlar...

Search

2014 FIBA Dünya Kadınlar Basketbol Şampiyonası 3. Gün İncelemesi ve 2. Tur Tahminleri

  • thegevshek
  • Oct 1, 2014
  • 9 min read

A Grubu:

Brezilya - Japonya: 79-56

İlk ve son çeyrekler dışında, iyi olan taraf Japonya idi. Her iki ekibin de verimli ve akil bir takım oyunu oynadığını söylemek güçtü, özellikle Brezilya'lı uzunlar guardların kendilerine doğru yerde pas verememesi sebebiyle yine ekmeklerinin çoğunu hücum ribaundu ve zorlama birebir atışlarla çıkarmak durumunda kalıyorlardı. Japonya ise, sürpriz üçlükleri ve orta mesafe şutlarıyla oyuna tutunuyordu. İki sistemsiz sistemden hangisinin baskın çıkacağı meçhuldü. Bu durum, Brezilya'lı Teixeira'nın nihayet oyuna bir ağırlık koymaya karar vermesiyle tamamen değişti. Beklenmedik bir skor opsiyonu olarak rakip savunmayı dağıtan Teixeira, büyük çoğunluğunu ikinci yarıda, bilhassa da son çeyrekte kaydettiği 27 sayıyla maçın en skoreri oldu, Brezilya'yı da bir üst tura taşıdı. Brezilya'nın proleterleri ise, WNBA yıldızları Souza (12s 11r 4b) ve Santos (13s 8r) idi. Teixeira sayesinde asist hanesini geliştirmeyi başaran veteran oyun kurucu Pinto (3/9 isabetle 8 sayı 6 asist 4 ribaunt 4 top çalma), gençliğini avantaja çeviremeyen Paixao (6s 2a), De Paula (4s) ve Dantas (6s 6r) takım adına olumlu işler yaparken, Pacheco (1/6 isabetle 2s 2r 2a) hem savunmada hem de hücumda aksayarak hayal kırıklığı yarattı. Turnuvaya veda eden Japoya'da ise, Mamiya'nın 13, Miyamoto'nun 10, Kurihara'nın ve Kudeken'in 9'ar sayısı, Takada'nın kaydettiği 4 sayı 9 ribaunt ile Tokashiki'nin 5 sayısı ve 7 ribaundu, galibiyet için yeterli olmadı. Takımın skor umudu Oga ise, takımı oynatmayı tercih ettiği için sadece 4 şut kullandı ve 6 sayıda kaldı.


İspanya - Çek Cumhuriyeti (67-43)

Maçtan evvel, ben, Çekler'e şans verenlerdendim. Oysa İspanya, maça fırtına gibi başladı ve bu fırtına hiç dinmedi. Kulichova'yı hiç oyuna ısındırmayan ve sert savunmayla rakibin sistemini de ritmini de parçalayan İspanya'nın imdadına bir de el üstünden ve zorlama ile gelen şans basketleri gelince, Çekler'in morali iyiden iyiye bozuldu. Çekler 3. çeyreğe iyi bir giriş yapsalar da, İspanya çabuk toparlandı ve grup liderliğini açık ara farkla kazanmış oldu. İspanya'da Sancho Lyttle (17s 14r 4tç 2a) ve orta mesafe şutları fark yaratırken, Cruz (12s 5r 2a), Nicholls (6s 9r 3tç), Alba Torrens (7s 3a), Dominguez (7s 4a) ve Palau (7s 7r 4a) galibiyetin mimarlığını üstlendiler. Bu mağlubiyetle grubu 2. sırada tamamlayan Çekler'de ise çift haneleri gören oyuncu olmazken, Bartonova 8 sayı 4 asist 3 top çalma, Hanusova 7 sayı 4 ribaunt, hayal kırıklıkları yaratan Kulichova 4 sayı 9 ribaunt, Vesela 3 sayı 5 ribaunt, Burgrova da 4 sayı ve 4 ribaunt ile mücadele etti. Bu oyuncuların yanı sıra Sedlakova'nın ve Viteckova'nın 5, Elhotova'nın da 4 sayısı galibiyete yetmedi.


Final sıralaması: 1) İspanya 2) Çek Cumhuriyeti 3) Brezilya 4) Japonya


B Grubu:

Mozambik - Türkiye (54-64)

İlk periyotta rakibi küçümsemenin, son periyotta da yedek kadroda ısrar etmenin bedelini az daha mağlubiyetle ödeyecektik. Rehaveten kurtulduğumuz anlarda iyiydik, nasılsa iki tarafın da başarmak zorunda olduğu bir şey kalmamıştı, ama onlar maça asıldı, biz ise maçı gereksiz yere strese soktuk. Gençlere ve yedeklere şans vermemiz güzel elbette, ama az kaldı gruplarda 3'te 3 yapamayan, daha da beteri, grup sonuncusuna yenilen tek grup lideri biz olacaktık. Mozambik'te tüm turnuva boyunca ayakta kalan tek isim Dongue (17s 14r) önderliğinde Ngulela 9 sayı 4 asist, Gimo 7 sayı 3 ribaunt, Cossa 7 sayı 6 asist, Muianga 6 sayı ve 4 asist, Mafanela da 4 sayı 7 ribauntla mücadele etti. Perilerimizde ise Begüm (10s 3r), Tuğçe (6s 5r 4a 5b) ve Şaziye (13s 2r) maçın kahramanları olurken, hiçbir hücum ribaundunu sayıya çeviremese de mücadelesiyle takdir toplayan (umarım son çeyrekte yediği dirsek ciddi bir hasara yol açmamıştır) Bahar (3/12 isabetle 6s 9r (5'i hücum) 3a), Cansu (7s 4r), Tuğba (5s 5a) ve genç Tilbe (7s) de takım adına olumlu işler yaptılar. Aslarımızdan Sanders (3s 4r 2b), Nevriye (2s 2r) ve Işıl (3s 6r) az süre ve sorumluluk alıp dinlendirilirken, Birsel hiç riske edilmedi, Esmeral ise 1/8 isabetle sadece 2 sayıda kaldı. Perilerimiz 3'te 3 yaparak grup lideri oldu ve doğrudan çeyrek finale yükselmeye hak kazandı. Ayrıca, motion offense içerisinde, topu çok güzel dolaştırıp doğru hücumlar ettiğimizi de bu maçta görmüş olduk.


Fransa - Kanada (63-59)

Son toplara kalan bir maçta, kazanan, maç sonunu oynamayı daha iyi bilen taraf oldu. Maç uzun süre kafa kafaya gitti, ardından 3. çeyrekte Fransa farkı açmaya başlayacakken, Kanada buna çok fazla müsaade etmedi. Kanada temelde bize yaptığını yaptı Fransa karşısında; hücumda takım oyunuyla top dolaştırdı, savunmada içeride uzunlara yardım getirdi, Tatham ile pota altını kararttı, sonra da birebirden alan savunmasına geçti hızla. Çünkü nasılsa ellerindeki kadroda bunu yapacak enerji bol bol vardı. Son periyotta ise Fransa kalitesini ortaya koyup sazı eline aldı, ama son dakikalarda sürpriz basketlere imza atan Kanada maçı yine son topa taşıdı. Neticede, Fransa galip geldi ve grup 2.si oldu. Fakat bu Fransa'yı, Ndongue'lu, Yacoubou'lu Fransa ile aynı kefeye koymamak lazım. Aynı tadı vermiyorlar. Maçta Sandrine Gruda 13 sayı 4 ribaunt 3 asist, sonlara doğru açılan iki isimden Amant 10 sayı 3 ribaunt, Skrela da 10 sayı 6 ribaunt ile oynadı. Dumerc'in 7 sayı 4 ribaunt 3 asistlik, Tchatchouang'ın da 6 sayı 6 ribauntluk performansını belirtmek lazım. Eğer daha verimli hücum etmeyi beceremezlerse, üst turda işleri çok zor, zira hiç de 1. torba takımı gibi, geçen senenin ve olimpiyatların finalisti gibi oynamıyorlar. Kanada'da ise 11 sayı 2 ribauntla oynayan Tamara Tatham'ın dışında, günün sürprizleri, enerjik Plouffe ikizleri oldu (M. Plouffe 10s 5r 2a, K. Plouffe ise 7s 2r 2a ile mücadele etti). Bu isimler dışında Fields 6, Thorburn 5, Boogaard, Langlois (5 asisti de var), Ayim ve genç Nurse 4, Murphy de 3 sayı kaydetti. Bu sonuçların ardından Kanada, grupta 3. oldu.


Final sıralaması: 1) Türkiye 2) Fransa 3) Kanada 4) Mozambik


C Grubu:


Avustralya - Belarus (87-45)

Rekabetin esamisinin bile okunmadığı maçta, kalite farkının barizliği gözler önündeydi. Grubun 1.si ile 2.si arasındaki böylesi bir fark, C Grubu'ndan üst tura çıkacak ekiplerin akıbetini de düşündürdü haliyle. Maçta hiçbir çeyrekte rakibine üstünlük veya ivme şansı vermeyen Avustralya'da Jarry 19 sayı, Penny Taylor 12 sayı 4 ribaunt, Marianna Tolo 10 sayı, Erin Phillips 7 sayı, Burton 8 sayı 6 ribaunt, Snell 8 sayı 5 ribaunt, Mitchell 3 sayı 6 asist, Allen 7 sayı 4 ribaunt, Francis 3 sayı 8 ribaunt, Laura Hodges da 5 sayı ile mücadele etti. Belarus cephesinde ise, uzun süre rakibe karşı tek başına mücadele eden Leuchanka 4/12 isabetle 12 sayı 10 ribauntluk bir performans sergiledi, maç sonlarına doğru o'na Snytsina (7s 4r) ve Tronia (11s 3r) katıldı. Ziuzkova haricinde 5 sayıya ulaşan başka oyuncusu olmayan Belarus ise, üst turda Verameyenka'yı çok daha fazla arayacağa benziyor, zira bu hezimet hiç hoş olmasa gerek.


Güney Kore - Küba (57-73)

Günün en ilginç ve mücadele dolu maçlarından biriydi. Kazananın gruptan çıkacağı maçta, Küba, rakibinin 3'lüklerini iyi durdurdu, geri kalan tek silah ise, pota altından 15 yaşındaki Jisun Park'ın bulacağı sayılar oldu. Kore, rakibinin hızına ve fiziksel savaşına ayak uyduramasa da, son periyoda kadar maçın hakkını verdi, oyuna tutundu. Küba'da Amargo'nun (10s) ilk periyotlarda başı çektiği sayı katkısını daha sonra Povea (8s 5r), Avila (14s), Oquendo (9 4r) ve maçın Küba adına en skoreri olan Cepeda (16s 17r 3tç) devam ettirdi. Gelis'in 6 sayı 5 ribaunt 5 asistinin yanı sıra savunmada dış oyunculara yaptığı baskılı müdafaa görülmeye değerdi. Savunmada belkemiği olan diğer isimler ise Romero (6s), Cepada ve Casanova (2s 4a) oldu. Kore'de tüm yükün genç Park'ın omuzlarına yıkılması, onu 16 sayı 7 ribaunt 2 blok'luk bir performanstan alıkoymazken, en büyük destekçileri Hong (12s) ve S.Lee (10s 5r) oldu. Y.Kim 2/14 saha içi ve 2/10 üçlük isabetinde ve 6 sayıda kalırken, Bae'nin 7 sayısı ve 3 ribaundu, S.Kim'in de 6 sayı 8 ribauntluk katkısı galibiyete yetmedi. Böylelikle Küba üst tura çıkarken, Güney Kore turnuvaya veda etti. Kore'li Park'a tekrardan dikkati çekmek istiyorum: Bu kızda maya sağlam, korkusuzca top kullanıyor, bu yaşta inisiyatif alıyor, hem orta mesafe şutu, hem de post hareketleri âlâ seviyede. İlerinde WNBL müsaade ederse, WNBA'de bile görmemiz mümkün kendisini.


Final sıralaması: 1) Avustralya 2) Belarus 3) Küba 4) Kore


D Grubu:


Sırbistan - Çin (65-63)

Günün en çekişmeli maçı, yine Sırplar'dan geldi. Üçüncü çeyrekte toparlanan rakibine, maç sonunu doğru oynayarak cevap veren Sırplar, böylelikle gruptan 2. sırada çıkmayı başardılar. Maç sonunu doğru oynamak tabiri bizleri yanıltmasın, her iki ekip de maç sonunu rezalet geçirdiler, hatta Ajdukovic son dakikada 0/2 serbest atış atarak az kalsın rakibine maçı hediye ediyordu, ama Çin, Sırplar'a nazaran daha çok hata, top kaybı ve yanlış tercih üretince, ibre Sırplar'dan yana döndü. Ehven-i şer söz konusu oldu kısaca. Maça hızlı başlayan Dabovic, bu sefer Milica Dabovic (12s 2r 2a) oldu, Ana Dabovic ise faul problemi yüzünden 6 sayıda kaldı ve uzun süre kenarda oturdu. Takımda, özellikle ilk yarıda potaya penetre ederek turnikeleriyle rakibi dağıtmayı akıl eden Radocaj 19 sayı atarak takımının en skoreri olurken, Krnjic 9 sayı 7 ribaunt, üçüncü çeyrekte ortaya çıkarak takımını oyunda tutan Milovanovic ise 4/14 gibi düşük bir yüzdeyle 9 sayı kaydetti. Onların yanına Jovanovic 5 sayı, Rad da 4 sayı 4 ribauntluk bir katkı verdi. Çin'de ise maçın en skoreri Lu Wen 20 sayı 7 ribaunt ve 4 asistle direniş timsali olsa da, Huang (10s 8r), Chen (6s 8r 3a), Ji (6s 3r) ve Cheng (6s 4r 2a) hücumda ona beklenen desteği vermekte zorlanınca, maçın sonunu oynayamayan Çin, grupta 3. sırayı almak durumunda kaldı. Sırplar, savunmada riske giren Milica Dabovic yüzünden zaaf yaşıyorlar, ayırca uzun rotasyonu üretici de olamıyor, tüketici de. Dolayısıyla, üst turlarda işleri daha zor. Tüm turnuva çapında potaya en iyi penetre eden iki guardın (Radocaj ve Ana Dabovic) ikisine de sahip olmalarına güvenerek oynayacaklar, ayrıca da Milica Dabovic'in ritmini bulması halinde takım arkadaşlarına sınıf atlatan asistlerine itibar etmek zorundalar, lakin ötesi için, o kadar da parlak bir ışık görünmüyor şimdilik. Bunları anlatmamızın sebebi, çeyrek finalde ya onlarla, ya da Küba ile karşılaşacak olmamız. Ben açıkçası, uzun rotasyonumuz sayesinde, hem Küba'yı hem de Sırplar'ı geçeceğimizi ve yarı finale kalacağımızı düşünüyorum.


ABD - Angola (119-44)

Maç adına bahse değer bir husus yok. Doğrudan istatistik verelim: Maya Moore 16 sayı, Augustus 15 sayı, Whalen 4 sayı 6 asist 4 ribaunt, Dupree 9 sayı 7 ribaunt 2 asist 2 top çalma, Griner 15 sayı 7 ribaunt 3 blok, Tina Charles 7 sayı 4 ribaunt, Taurasi 5 sayı 5 asist, Ogwumike 18 sayı 10 ribaunt, Stewart 9 sayı 6 ribaunt, Sims 9 sayı 5 ribaunt 4 asist, McCoughtry 10 sayı 4 asist, Bird de 2 sayı 2 ribaunt 3 asist kaydetti. Angola'da ise Manuel 11 sayı 4 ribaunt, Guadalupe 6 sayı, Mauricio da 9 sayı üretti. Bu kadar bariz bir güç farkı varken, farkın 75 sayı olması hiç şaşırtıcı değil, ama üzücü elbette.


Final sıralaması: 1) ABD 2) Sırbistan 3) Çin 4) Angola


Efenim böylelikle, grup birincisi olduğu için üst turu bay geçip çeyrek finale doğrudan giden ekipler şunlar oldu: ABD, İspanya, Türkiye ve Avustralya.


Üst turdaki çapraz eşleşmelerin maçları 1 Ekim'de oynanacak. Eşleşmeler ise şöyle:


c2-d3 (Belarus-Çin)

a2-b3 (Çek Cumhuriyeti-Kanada)

d2-c3 (Sırbistan-Küba)

b2-a3 (Fransa-Brezilya)


Sonraa, 3 Ekim'deki Çeyrek Finaller de şöyle eşleşiyor:


İspanya - c2/d3 galibi (Belarus/Çin)

Avustralya - a2/b3 galibi (Çek C./Kanada)

Türkiye - d2/c3 galibi (Sırbistan/Küba)

ABD - b2/a3 galibi (Fransa/Brezilya)


Yani, potansiyel rakibimiz Sırbistan... Bu hem güzel, hem kötü. Zira, savunmamızla herkese kök söktürsek de, gruplarda rakiplerine açık ara farklarla galip gelemeyen tek ekibiz, ve Sırbistan bize öteden beridir ters bir takım. Son randevudan biz galip ayrıldık, ama bu hiçbir şeyin garantisi olamaz, misal, aynı med-cezir, yıllardır Fransa ile de aramızda mevcut, ve kimin kime ne yapacağı hiç belli olmuyor. Açıkçası, uzunlarda Sanders-Nevriye-Tuğçe-Bahar rotasyonu, Sırp uzunları Krnjic (ki Tilbe'den daha üst seviye bir isim değil, oradan hesap edelim), Ajdukovic ve Milovanovic'e hem hücumda hem de savunmada kademe kadame üstünlük kuracak kalitede olduğu için, kıslarda da Dabovic kardeşleri Birsel-Tuğba-Şaziye-Begüm ile, Radocaj'ı da Işıl ile delirteceğimizden, bizi daha şanslı görüyorum. Tek yapmamız gereken, hücumda motion offense'i tercih etmek, hareketli ve bol paslı oynamak, rakibi penetrelerle faule zorlamak, ayırca da... boş atışlarda yüksek yüzde tutturmak (Ne kadar da deja vu... Aynısını erkek takımı için de kerelerce yazdığımızı hatırlar gibiyim). Sonrasında zaten telaşlanacak bir şeyimiz yok, emin olun. Hem, rakibimize nazaran fazladan iki gün daha dinlenmiş olacağımızı da hesaba katmakta fayda var.


Belarus - Çin maçında, bir sürpriz olmazsa, daha düzgün oynayan ve fiziksel olarak çok daha üstün durumda olan Çin galip gelip İspanya'nın karşısına dikilir.


Sırbistan - Küba maçında her şey olabilir, bahsettiğimiz üzere, Sırplar'ın pivot pozisyonu hiç güven vermiyor, Küba ise oralarda pek bir koyu.. Sırbistan doğru düzgün oynarsa (Ana sana diyorum, Milica sen gelinim ol ve anla) Küba'yı tecrübesiyle geçer. Hızlı hücumlara meydan verecek top kayıpları yapmadıkça, ibre Sırplar'dan yana.


Fransa - Brezilya maçında, Fransa daha bir takım olduğu için ve topu doğru dolaştırdığı için akıcı oyunuyla bir adım önde. Brezilya'da Teixeira yine elini taşın altına koymazsa kısa rotasyonunun skora katkısı yine sıfır olur; gelgelelim, Brezilya pota altı, Fransa'nınkinden bir kadem daha güçlü. Hücum ribauntlarıyla çok yol alıyorlar. Neticede, Fransa'nın işi, savunmaya bağlı. Brezilya son toplara kadar zorlarsa şaşırmam, ama ötesi zor. (Fransa bu akşamdan sonra silkinip kendine gelir zaten bi).


Çek Cumhuriyeti - Kanada: Kanada ritmini kolayca bulabildiği, çok can yakıcı bir basketbol oynuyor. Çekler eğer bugünkü gibi Kulichova'yı oyuna ısındırmayı başaramazlarsa, işleri çok çok zor olur. Beri yandan, Çekler epey bir tecrübeli ve telafisi olmayan maçların bilhassa sonlarını oynamayı çok iyi biliyorlar. İşte bu, Tamara Tatham hariç hiçbir Kanada'lı oyuncuda veya koçta bulunmayan bir özellik. Şimdilik, normal şartlarda Çekler önde. Zor ama, bir panik olursa Çekler... İşte o vakit Kanada belki... Neyse işte..


Bize geri dönersek; Küba da ayrı bela, Sırplar da... Gönül hiçbirini istemese de, sanırım Sırplar ile kapışacağız çeyrek finalde, ve umarım, yukarıdaki incelemeler dahilinde, üzeceğiz onları (Milica'nın peçeteleri benden, ben silerim o yaşları gerekirse, söz).


Diğer çeyrek final tahminleri için, elbette, rakipleri görmek lazım bi evvela.. Fakat eşleşme takvimi hakkında bize dair konuşmak istediğim bir mevzu var: Format uyarınca, biz çeyrek finalde galip gelirsek, yarı finalde muhtemel rakibimiz İspanya olacak. Bu yüzden hedefimizi evvela yarı final, sonra da bronz madalya olarak koymakta fayda var. Zira İspanya, ne yorgunluk tanıyor, ne de güçlü rakip ve güçlü savunma. Yalnız, 3.lük maçını da %90 ihtimalle ABD-Avustralya maçının mağlubu ile oynayacak olmak, ayrı bir can sıkıcı hadise, o yüzden İspanya'yı da epey yıpratmak şart.. Artık kolay maç diye bir şey yok!


Ayırca belirtmek isterim ki, işte turnuva formatı dediğin böyle olur, böyle olur, böyle oluur... Erkekler şampiyonasındaki rezaletten sonra, burada içimiz en azından format açısından rahat.


Arz ederim...


(30 Eylül 2014)


 
 
 

Comments


Öne Çıkan Yazılar
Eski Yazılar
Arşiv
Etiket İle Arama
Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square

İLETİŞİM İÇİN:

Başarıyla iletilmiştir!

OLASI TAKİPLER İÇİN

  • Facebook Classic
  • Twitter Classic
  • c-youtube

© 2013 by İmlâcı (Orhan E. Özenç) Tüm hakları saklıdır.

bottom of page