top of page

İmlâcı'dan (Orhan E. Özenç) basketbola dair satırlar...

Search

2014 FIBA Dünya Basketbol Şampiyonası 5. Gün Değerlendirmesi (3 Eylül 2014)

  • thegevshek
  • Sep 4, 2014
  • 13 min read

A Grubu: Mısır - İran (73-88)

Bugün, hemen her grupta, gücü birbirine denk takımların maçını izleme fırsatı bulduk. Mısır ve İran, A grubunda yer alarak şanssızlığın dik alasını yaşayan iki ekip karşı karşıya geldi; Mısır'ın turnuvanın en kısa ve pota altı en kısır takımlarından biri olması, İran'ın da en güçlü bölgesinin pota altı olması, maçın kaderini belirledi. Fikrimce, Mısır kısaları, İran kısalarından daha üst düzeyde oyuncular, fakat pota altından verim alınamayınca her pozisyonda dış atıcıların eline bakılan bir takımda, kısalar da maç başlarındaki diriliklerini ve dirençlerini giderek kaybediyorlar, düşük yüzdelerle mücadele ediyorlar. Galibiyetin elden kayıp gitmesi de kaçınılmaz oluyor. İlk periyotta farkı 12 sayıya çıkaran İran'a karşı son çeyreğe kadar ensedeki nefes gibi tehdidini hissettiren Mısır, sonunu getiremeyerek, gruptaki belki de tek galibiyet şansından mahrum kaldı. Mısır'da her maçta ayakta kalan isim El-Gammal, bugün 10 sayı kaydetti 3/4 saha içi isabetiyle, 3 de asist üretti; takımın en skorerleri ise, birkaç gündür Mısır adına kayda değer ve kritik işler başaran şutör Shousha (5/7 saha içi isabetle 15s 3r) ve El-Sabagh (4/10 saha içi isabetiyle 10s 3r 3a) oldu. Takımda özellikle uzun oyuncular sayı üretmekte veya savunmada direnç sağlamakta yetersiz kalırken, çift hanelere yaklaşan diğer oyuncular da Ibrahim (8s 2r), Sherif Genedy (4/9 saha içi isabetiyle 9s 3r) ve Abouelanin (7s 3r) oldu. Takımın ruhani lideri Amr Gendy 1/7 gibi çok beter bir yüzdeyle 2 sayıda kalırken, oyun kurucu Badr yine skora sadece cüzi katkılarda bulunabildi (2s). Pota altında Kamal (2s) Haddadi karşısında Ibrahim kadar etkili olamadı, takımın hırçın uzunu Asaf Rabie de suskun kalınca, meydan da İran'a kaldı. İran'da dünün etkili isimleri yine iş başındaydı; Hamed Haddadi pota altını karartarak 23 sayı 15 ribaunt 4 asist 2 blok üretti, en büyük eşlikçisi, dün olduğu gibi bugün de doğru oynatılan ve yetenekleri daha bir açığa çıkan Nikkah-Bahrami oldu (24s 6a 3r). Bu iki ismin birbirlerini asistlerle beslemesi de ayrı bir etki yarattı boyalı alanda. Takımda Sahakian (14s 6r) ve dış şutlarıyla takıma hayat veren Afagh (12s 5r 2a) de çift hanelere çıkan oyuncular oldular. Günün suskun isimleri, dünün de suskun isimleri olan Jamshidi (2s), bana kalırsa beklentilerin çok altında bir turnuva geçiren Kazemi (2s 2r) ve Kamrani (4s 2r 2a 5 faul) oldu. Kamrani özellikle fast break'e giderken yediği blokla iyice moral kaybetti. Böylelikle İran, Asya Şampiyonu apoletiyle dahil olduğu bu turnuvada en azından bir şeref galibiyeti elde etmiş oldu.


Sırbistan - Brezilya (73-81)

Med-cezir halinde bir maç oldu desek yeridir. İlk yarıyı 32-48 önde kapatan Brezilya'ya cevap olarak 3. çeyreği 32-12 önde kapatan Sırbistan, son sözü son çeyrekte 9-21'lik serisiyle söyleyen Brezilya'ya engel olamadı. Sırbistan'da özellikle Bogdanovic (2/7 saha içi isabetle 8s 2r 3a) ve Bjelica'nın (2/7 saha içi isabetle 8s 5r) beklenenin çok altında kalan oyunu maçı Sırbistan adına zora sokarken, takımı ilk periyottan itibaren sırtlayan isim Teodosic (14s 5a 2r) oldu. Yine çift haneleri gören Raduljica (11s 5r 4 faul) ve bu maçla birlikte rotasyona giren Nenad Kristic (2/9 saha içi isabetle 7s 3r), maçın genelinde Brezilya pota altına karşı üstünlük kurmakta oldukça zorlandılar. Bircevic'in (8s) oyunda kaldığı 9 dakika içinde 5 faul alarak oyun dışı kalması ve Stimac'in sadece 2 sayı bulabilmesi de buna emsal teşkil etti. Simonovic 3, Jovic 2 sayı kaydederken, Markovic 4/9 saha içi isabetle 10 sayıya ulaşarak çift haneleri gördü. Brezilya'da ise, maçın kaderini belirleyenler, 2-3 numaralı pozisyonun rotasyonundaki oyuncular oldular. Yine bu maçla rotasyona giren bir isim olan Giovannoni (%100 saha içi isabetle 7s 2r 2a), maç başındaki katkısıyla takımının ilk yarıyı farklı şekilde önde bitirmesine ön ayak oldu. Takımın en skoreri Marquinhos Vieira, özellikle ikinci yarıdaki etkili oyunuyla geri dönüşün mimarlarından oldu ve maçı 21 sayı 5 ribaunt ile neticelendirdi. Kritik şutlarıyla takımına hayat öpücüğü veren Barbosa (16s) ve ikinci yarıda hücum silahlarını ortaya döken Splitter (10s 7r 6a) da çift haneli sayılara ulaşan diğer isimler oldular. Bilhassa Splitter ile Nene'nin (7s 2r) pota altındaki uyumu ve verimli paslaşmaları sayesinde pota altında uzun süreli hakimiyet kuran Brezilya'da Varejao da 4 sayı 9 ribaunt kaydederek ve Raduljica karşısında caydırıcı bir savunma ortaya koyarak galibiyetin mimarları arasında yer aldı. Son dakikalarda sahneyi devralan Huertas ise maçı 6 sayı 5 ribaunt 5 asist ile noktaladı. Bu oyuncuların yanı sıra Alex Garcia 6, Neto ve Taylor da 2'şer sayı ile skora katkıda bulundular ve Brezilya grubu 2. sırada tamamlamak için büyük bir aşama kaydetti.


İspanya - Fransa (88-64)

Geçen senenin bir nebze rövanşı niteliğindeki maçta, İspanya yine şiir gibi bir oyunla işi şansa bırakmayarak farklı galip gelmeyi başardı. Rakibine sadece ilk çeyrekte direnebilen Fransa'nın Gasol kardeşler-Ibaka ortaklığına her iki pota altında da kafi gelememesi ve dış atışlarda istikrarlı isabet sağlayamaması sonucu ikinci yarıda varlık gösteremedi ve bu sefer farklı mağlup oldu. Fransa'da Heurtel 3/8 saha içi isabetle 6 sayı 6 ribaunt 2 asist, Diot 11 sayı 3 ribaunt 2 asist, Batum 5/15 gibi çok düşük bir yüzdeyle 11 sayı 2 ribaunt kaydederken, çift hanelere yaklaşan diğer oyuncular ise rakip pota altının şerrini çeken Lauvergne (3/9 isabetle 8s 5r) ve 12 dakika süre alan Fournier (9s) oldu. Edwin Jackson'un 5, Gelabale'in 4, Pietrus'un 3, Diaw'ın 1/6 saha içi isabetle kaydettiği 3 ve Gobert'in de Diaw'ın asistleriyle bulduğu 4 sayı, takımı galibiyete taşımaya yetmedi. Özellikle pota altında terör estiren İspanya ise, yine Gasol biraderler - Navarro (14s 2r 3a) ile galibiyete uzandı; Pau Gasol (15s 4r) ve Marc Gasol'a (17s 6r 2a) Ibaka (10s 8r) da eşlik edince rakibe boyalı alanda rahat yüzü göstermeyen İspanya'da, Fernandez 8 sayı 5 ribaunt 2 asist, Rubio 4 sayı 4 ribaunt 5 asist ve seyirciyle etkileşimin dozajını attırıp her topu gurur meselesi yapan Llull da 10 sayı kaydederek galibiyete katkıda bulundular. Tüm oyuncularından sayı bulan takım, böylelikle grubu lider tamamlamayı da garantilemiş oldu.


B Grubu: Filipinler - Porto Riko (73-77)

Grubun en eğlenceli maçında, turnuvaya rakibinden çok daha fazla renk katan Filipinler, tecrübesizliğin ve basit hataların etkisiyle, tam da takım olmaya başlamışken, önde götürdüğü maçı kaybetti ve gruptan çıkma şansını külliyen yitirmiş oldu. Son dakikaları nefes kesen müsabakada, yine son dakikalara kadar çok az top kaybıyla gelen ama toplamda 6 top kaybına ulaşan Blatche (9/16 saha içi isabetle 25s 14r 2a 2b) takımının en skoreri oldu; ona, 5 faulle oyun dışı kalmadan evvel takımı sürükleyen ve 10 sayı kaydeden Dalistan, nihayet kendini gösterebilen Tenorio (18s 2a) ve yılmayan savaşçı Norwood (3/9 saha içi isabetiyle 6s 3r) eşlik etti. İlk iki günün gizli kahramanı Pingris (2s 5r) yine sönük kalırken, sayı bulamayan Chan ve dünü mumla aratan Ocampo (2s) da ondan aşağı kalmadılar. Dünkü son topun moral bozukluğunu üzerinden atamayan Jayson William da 4 sayıda kaldı. Alapag ise 6 sayı kaydetti. Porto Riko ise, özellikle Dallas'la play-off'larda fırtına estirmiş Barea'nın tecrübesi ve muhteşem performansıyla (30s 5r 2a) geriden gelerek galibiyete uzandı. Davide Huertas'ın kritik üçlük isabetleriyle 13 sayı ürettiği takımda çift haneli sayıları gören diğer isim ise Sanchez (13s 4a) oldu. Blatche karşısında bir türlü ritmini bulamayan Balkman ise 2 sayı ve 2 ribauntta kalarak tüm yükü Barea'nın omuzlarına yükledi. Mücadeleleri ve yıpratıcılıklarıyla Clemente (2s 2r 5 faul) ve Franklin (3s 9r) takıma azim aşılarken, Galindo 5, Rivera 5, Diaz da 4 sayı kaydetti ve Porto Riko'nun turnuvadaki ilk galibiyetine imza atmasına yardımcı oldular.


Senegal - Arjantin (46-81)

Turnuvada şimdiden 2 galibiyet elde ederek tüm dikkatleri üzerine çeken Senegal'e dur diyen Arjantin oldu. 40 sayıya yakın bir fark sonucu ağır bir mağlubiyeti tadan Senegal'de, pota altındaki Faye-Dieng ikilisi çok az varlık gösterebildi; Faye 1/8 saha içi isabetle 2 sayı üretebilirken, takımın çift haneli sayılara ulaşan tek oyuncusu Dieng de 4/12 gibi düşük bir saha içi isabet yüzdesiyle 11 sayı 8 ribauntta kaldı. D'Almedia'nın 9 sayı 4 asistlik performansı da derde deva olmayınca, Senegal için mağlubiyet kaçınılmaz oldu. Takımda Ndiaye ve Ndour 6'şar, Badji ve Diop 4'er, Ndoye ve Niang da 2'şer sayı kaydettiler. Arjantin'de yine ritmini bulamayan Nocioni'den (1/8 saha içi isabete 3s 3r) doğan boşluğu, takımın belkemiği Scola (22s 14r) ve Hermann (11s) doldurdu; bu isimlere Prigioni (10s 3r 3a), Gutierrez (8s 4r 2a), Marcos Mata (8s) ve Laprovittola (8s 4r 6a) de ayak uydurunca, Arjantin rahat bir galibiyet elde etti. Takımda ayrıca Campazzo 4, Delia 3, Bortolin ve Gallizzi de 2'şer sayı ile oynadılar, gitgide formdan ve gözden düşen Safar ise sayı üretemedi. Oyun kurucu pozisyonunda büyük refah yaşayan Arjantin, Scola'yı hemen hiç dinlendirmemesinin cezasını üst turlarda çekebilir, onun dışında yarın Yunanistan ile zirve mücadelesi verecekler.


Yunanistan - Hırvatistan (76-65)

Yunanistan, olgun, oturmuş oyunu ve iyice ezber edilmiş rolleri ile rakibine her alanda üstünlük kurdu; oyun genelinde farkın 9-10 sayıdan aşağıya inmesine pek müsaade etmeyen takımda, kritik anlarda muhakkak birisi çıkıp üzerine düşeni yaptı ve maçın zora sokulmasını engelledi. Yunanistan'ın en mühim özelliği de, inisiyatif alabilecek oyuncu sayısının fazlalığı. Takımda Papanikolau sonunda çift haneleri görürken (14s), Kaimakoglu 14 sayı 5 ribaunt 4 asist, Bourousis de 13 sayı 10 ribaunt ile çift hanelere ulaşan diğer isimler oldu. Tomic-Zoric-Markota üçlüsünün caydırıcılıktan uzak ve hantal savunmaları karşısında sadece bu isimler coşmadı tabi; Printezis 8, Vougioukas da 6 sayı üretti boyalı alanda. Pas trafiği verimini ayyuka çıkartan Yunanistan'ın komutanları Calathes (9s 3r 4a) ve skorda zayıf kalsa da asistleriyle can veren Zizis (1/7 saha içi isabetle 3s 10a), muhakkak gerekli yerlerde gerekli müdahalalerde bulunarak galibiyetin baş mimarları oldular. Sloukas 4, Vasileiadis 4, Antetokounmpo da 2 sayı ile galibiyete katkıda bulundular. Hırvatistan'da ise ilk yarıda nihayet cüssesinin ve yeteneklerinin hakkını vermeye karar kılarak oynayan Tomic (9s 9r), ikinci yarıda yine kırılganlaşıp oyundan düşünce (boş pozisyonda potaya giderken önüne çıkan kendinden en az on santim kısa rakibine karşı smaca kalkmayı bile denemeyerek sayıyı kaçırdığını hatırlatalım), Hırvatlar boyalı alanda rakiplerine teslim oldular. Zoric ve Markota'nın da sıfır çektiği maçta, Saric'in 10 sayı 5 ribauntluk performansı hariç boyalı alanda dişe dokunur bir şeyler bulmak olası değildi. Oyun kuramayan oyun kurucu Lafayette (8s 2r 3a) ve aynı kafadaki Ukic'ten (6s 2r) ikinci yarıda oyun kurma görevini devralan ve takımı nispeten oyuna ortak edebilmeyi deneyen iki isimden Simon (6s 3r 1a 4 faul), meziyetlerine oranla oldukça sönük kaldı, ve tüm takımı taşıyan isim, Bogdanovic oldu (20s 4r). Rudez de iki üçlükle 6 sayı üretti. Hırvatlar, Senegal mağlubiyetinin ardından halen daha toparlanamadıklarını gösterdiler, ama sistemleri Yunanlılar kadar oturmamış olduğu için, Arjantin karşısında yaptıklarını bu maçta da yapmaları kolay olmazdı zaten.


C Grubu: Yeni Zelanda - Ukrayna (73-61)

Bir oyuncunun eksikliği, her şeyi değiştirmeye kadir olabilir.. Bizi yakından ilgilendiren maçta, Yeni Zelanda herkese sürpriz yaparak galibiyete uzanmayı başarırken, Gladyr'in eksikliğini bu sefer doldurmayı başaramayan Ukrayna, son maçını ABD'ye karşı oynayacak olmasından mütevellit, gruptan çıkma şansını bile fazlaca tehlikeye atmış oldu bu mağlubiyetle. Yeni Zelanda'da başı çeken isimler, en sonunda kendine yakışanı yapmaya başlayan Penney (17s 7r 2a) ve dün ve bugünün en iyi yardımcı erkek oyuncusu Bartlett (14s 4r 2a) oldular. Azmiyle göz dolduran kaptan Vukona (2/8 saha içi isabetle 7s 6r 2a), sonunda double-double'ı yakalayan hücum ribaundu uzmanı genç Fotu (10s 10r), düne nazaran toparlanan Corey Webster (4/7 isabetle 11s 5 top kaybı) ve takımı oynatmaya karar vererek en doğrusunu yapan kardeşi Tai (8s 7r 4a) de galibiyette önemli söz sahibi oldular. Lindsay Tait, Kenny, ABD karşısında çift haneleri görebilen tek isim olan BJ Anthnony ve takımın bu maça kadarki en istikrarlı skoreri Abercrombie maçta sayı bulamazken, Frank 4, bizim haricimizde hiçbir rakibe diş geçiremeyen Loe ise 2 sayıda kaldılar. Gladyr'in yerine bu kez birisini koyamayan Ukrayna'da ise Jeter (14s 4r 6a) takımın lokomotifliğini yapsa da kendi düzeyinin altında bir performans gösterdi; 4 numaranın iki yüz akı Kornienko (15s 4r) ve dün bizim canımızı fena yakan yedeği Zaytsev (10s 3r), takımın savaşmadan teslim olmasına müsaade etmediler. Kravtsov, Natyazhko ve Lypovyy'den 4'er sayı katkısı alan Ukrayna'da, dünün kahramanı Mishula sadece 5 sayıda kaldı, Pustozvonov ise süpriz üçlüklerini bu maç sıralayamdan yalnızca 2 sayı kaydedebildi. Bu galibiyet bizim işimize muhakkak yarayacaktır, fakat grupta son maçlara doğru gidilirken, Ukrayna için tevekkül kelimesi hiç bu kadar anlam kazanmamıştı.


Türkiye - Finlandiya (77-73)

030920142111344124762.jpg

Anlatılmaz, yaşanır cinsten bir maç daha. İlk yarıdaki performansıyla hayaller yıktıran, saç baş yolduran milliler, tüm milleti ülser ede ede maçı önce uzatmaya taşıdılar, ardından da kazandılar. Maçın genelinde dünden tek farkımız, üç sayı çizgisinin gerisini savunamamızdı; bunun dışında yine aynı beter şut yüzdesi ile oynadık ve yine tek kişinin ürettiği (Ömer) skorlarla ayakta kaldık. İsabet yüzdeleriyle başlayalım: son hücumlarda çok basit bir top kaybı yapan Ender (12s 4r 4a) 3/8, Emir (13s 8r 5a) 2/8, Cenk (altın vuruşla 3 sayı) 1/3, Barış Hersek (1s) 0/3, Sinan (3s 2r 5a 5 faul) 1/8... Yine iyi gelmişiz biz bu günlere, desek yeridir resmen. Günün en çok mücadele eden ve ayakta kalan ismi Ömer'e (22s 8r), sonlara doğru sazı eline, aklını da başına almaya karar veren Emir'e, takıma mücadele ruhu katan ve muhteşem işler başaran Kerem Gönlüm'e (10s 8r), fakat her şeyden, herkesten evvel, 19 yaşında çıktığı bu ilk turnuvasında, daha bir buçuk ay evvel kendi yaşıtları arasındaki şampiyonada takımımızı şampiyon yapıp MVP seçilmiş olan ve bu maçta bile son topta Cenk atış kullanırken ondan topu isteyebilecek kadar özgüveni barındıran Cedi'ye (7s) tebrikler; çünkü Cedi, ilk sınavında, aldığı ilk ciddi sürede, Sinan'ın bile yavaşlatmak adına 5 faul aldığı, kimselerin de durduramadığı Koponen'i, son periyotta ve uzatmada inanılmaz enerjisi ve savunması ile kilitleyen, sahadan silen isim oldu. Eğer ki Koponen son periyotta yorulup oyundan düştüyse bunun yarısı Sinan'ın, yarısı Cedi'nin eseridir, ama eğer Koponen o son iki serbest atışın ikisini de kaçıracak ve uzatmada sayı atamayacak hale geldiyse, işte bu tamamen Cedi'nin başarısıdır. İstatistiklere değil, hafızalara kazınan bir performans oldu, umarız bu ateşten gömleği layıkıyla taşımaya devam eder, çünkü savunmanın bizim her şeyimiz olduğunu biliyoruz, gelecek kuşaklara anlatacak isimlerin arasında da Cedi önemli bir yer tutacak. Takımda rotasyon anlayışını bu maçta hiç kullanmadık ve ana oyuncularımızın canı çıktı; Furkan, Barış Ermiş ve Oğuz'un aldığı dakika toplamı 12, son 2 hücumdan birinde 3'lüğü kaçıran ama diğerinde nihayet sayıyı bulup maçı uzatmaya taşıyan Cenk ise sadece 6 dakika süre aldı. Bu isimler, görev adamlığı yapmaları için değil, icabında takımın ilk beş oyuncuları kadar etki edebilmek için buradalar. Yarınki kader maçımızdan evvel Dominik en önemli silahı Garcia'yı bolca dinlendirmişken, bizim benchimizin hiç çalışmaması acaba nelere kadir olacaktır, birlikte göreceğiz. Geçelim rakibimize; faul delisi ettiğimiz Finlandiya'da Huff (2s 5 faul) Nuutinen (8s 5r 5 faul) ve Murphy (6s 6r 4 faul), faul problemi sebebiyle asıl güçlerinden uzakta kaldılar ve Nuutinen hariç bu 3 isimden hiçbiri oyuna ağırlık koyamadı. Benchten gelen ve yine ivme getiren Koivisto 11 sayı 3 ribaunt 3 asist kaydederken, Gerald Lee sayı bulamadı, Rannikko da sadece 1 sayı üretebildi. Fakat gecenin verimli isimleri başkaydı; durup durup sezonu bizde açan Sasu Salin, %50 saha içi isabetle ve 5 üçlükle 15 sayı kaydetti, tüm Finlandiya gibi üç sayının gerisinden boş şutlar bulan ve fakat Cedi gelesiye kadar el üstü şutları da rahatlıkla sokan lider Koponen de 18 sayı 5 ribaunt 5 asist ile oynadı. Lee'nin sayı üretemediği pota altında görevi devralan Kotti'nin 9 sayısı da mağlubiyeti engelleyemedi. Mucize mi? Evet, Cedi'nin savunması, Cenk'in son üçlüğü sokması, Kerem Gönlüm'ün ve Emir'in savaşçılığı, Ömer'in cengaverliği, ve tabi özellikle Koponen'in maçın uzatmaya gitmesine sebep olan, son iki serbest atışı kaçırması ve 4. periyotta ve sonrasında oyundan silinmesi, tam bir mucize. Umarız yarın, işi şansa, mucizelere bırakmayız.


Dominik Cumhuriyeti - ABD (71-106)

En önemli silahı Franscisco Garcia'yı, yarınki kader maçından evvel dinlendirmeye karar vererek çok doğru bir iş yapan Dominik, onun yokluğuna rağmen ilk yarıda Amerika karşısında iyi direnç gösterdi, fakat yine 3. periyotlar maçın kaderini çizdi. Tüm rotasyondan sayı katkısı bulan Dominik, Liz'den 15, Santana'dan 11, takımı sürükleyen deli dumrul Martinez'den de 10 sayı 5 ribaunt elde etti. Onların yanı sıra Sosa'nın 9 sayı 4 asist, Fortuna'nın 6 sayı 3 ribaunt 2 asist, Sanchez ve unutulan Vargas'ın 4'er sayı, 3 maçlık enfes istikrarlı performansına ara veren Baez'in 2 sayı 1 ribaunt, Ramon'un da 5 sayılık performanslarına Feldeine'in yine 2/7 gibi düşük bir yüzdeyle yarattığı 5 sayısı, 6 ribaunt ve de 4 asisti eklendi, Dominik de ABD karşısında 70'li sayıları görmüş oldu. Amerika'da ise tablo önceki 3 maçın benzeriydi; onlar da 12 oyuncunun tamamından sayı buldular. Faried 16 sayı 6 ribaunt, Davis 10 sayı 7 ribaunt, DeRozan 11 sayı, Harden 10 sayı 3 ribaunt 3 asist, Gay 9 sayı 4 ribaunt 5 asist, Rose 6 sayı 3 asist, 3/7 gibi nispeten suskun birer yüzdeyle oynayan Thompson ve Curry de 8'er sayı kaydettiler; Curry ayrıca 6 ribaunt ve 7 asist üretti. Onlara Irving'in 6 sayı 2 asisti, Plumlee'nin 5 sayısı, Drummond'un 4 sayısı ve 3 ribaundu, Cousins'ın da 13 sayı-5 ribauntluk performansı eşlik etti. ABD, beklendiği gibi matematiksel olarak grup liderliğini garantilemiş oldu böylelikle.


D Grubu: Meksika - Avustralya (62-70)

Günün en gergin ve itiş-kakış dolu maçında, Stoll-Cruz ikilisinin Ingles ile olan ağız dalaşı sonucu her iki tarafa da birer teknik faul verilmesi, Andersen'in 3. çeyrekteki sportmenlik dışı faulü sonrası ortalığın karışması ve Andersen ile Hernandez'in neredeyse birbirlerine girecek raddeye gelmeleri, maça damga vurdu. Meksika, maçın çoğunda geriden geldi; bunun iki sebebinden biri, Gustavo Ayon'un Aaron Baynes karşısında erkenden faul problemine girmesiyken, ikincisi de, iki hücumdan üst üste boş dönmesi durumunda Meksika'nın tüm hücum ritmininin çökmesiydi. Turnuvada galip gelen takımlar umumiyetle maçların 3. çeyreklerini çok iyi oynuyorlar, bu maçta da bu ekol devam etti. Avustralya'lılar, rakibi geren, rahatsız edici ve katakulli dolu 'çirkef' savunmalarıyla sonuca giderken, Meksika tecrübesizliğinin ve Ayon'un faul sıkıntısının, ha tabi bir de Gutierrez-Stoll ikilisinin bir tık aşağıda kalan performanslarının azizliğine uğradı. Ayrıca son toplarda çabuk sayı bulamamanın da sıkıntısını yaşadılar, süreyi hesaba katıp akıllıca hücum etmediler. İlk periyotta son saniye isabetiyle farkı 2'ye indiren Stoll, maç genelinde 7 sayı, 4 ribaunt 4 asistle mücadele ederek bir şeyleri değiştirmeye çalıştı, ama 3 kritik top kaybıyla faydadan çok zararı oldu. Zarar demişken, 4/12 ile oynayan ve 10 sayı 3 ribaunt 2 asist üretebilen Gutierrez'i de unutmayalım. Ayon ise faul sıkıntısı yüzünden 11 sayı 9 ribauntta kaldı. Bir ara Stoll ve Ayon ile takımını maça ortak eden Ramos da hiç kaçırmadan 8 sayı kaydetti; ilk maçlarda Ayon ile birlikte skor yükünü çeken Cruz sadece 6 sayı bulabildi, Mendez 10 sayı ile çift hanelere vardı, ama Hernandez sadece 5 sayıda kaldı. Bir parantez de Parada'ya açalım, 5 sayı 4 ribaunt ve en önemlisi savunma adına Ayon ve Cruz sahada yokken bir şeyler yapabilmek onun önderliğinde mümkün oldu. Avustralya'da ise Ingles çok kötü bir performansla sıfır çekerken, Broekhoff tamamı çok kritik 4 üçlük isabetiye 12 sayı kaydetti, 4 ribaunt ve 3 de asiste imza attı; Newley de benchten gelip 10 sayı üretti. Exum yine sahada kayıpken, oyun kuruculuğu Dellavedova'nın 7 sayı 3 ribaunt 2 asisti ile kotardı kangurular. Takımın en skoreri Baynes, 21 sayı 5 ribaunt üretirken, Andersen sert bir oyunla 6 sayı 7 ribaunt kaydetti. Az sürede etkili olan Jawai ise 4 sayı 4 ribaunt ile mücadele ederek galibiyete katkı yaptı. Böylelikle grupta ilk iki sıra için Avustralya-Slovenya-Litvanya çekişmesinin yaşanacağı kesinleşse de, sıralamaların hiçbirisi kesin değil, tıpkı bizim grupta olduğu gibi.


Slovenya - Angola (93-87)

Grubun tartışmasız en çekişmeli maçıydı. Ne Angola ne de Slovenler maç öncesinde tabelanın böyle şekilleneceğini düşünemezlerdi muhakkak, ve ilk kez 3. periyotta rakibine üstünlüğünü kabul ettiremeyen Slovenya, kabusların kralını görmüş oldu Angola karşısında. Bunun temel sebebi, Dragic kardeşlerden Zoran'ın bu maç çok etkisiz kalması ve işin Domen Lorbek ve Goran Dragic'e kalmasıydı; neticede Slovenler yine 90 sayıyı buldular, ama kendi potalarında da 87 sayı gördüler. Slovenya'da Goran Dragic 14 say 3 ribaunt 2 asist, Domen Lorbek 17 sayı 4 asist, Klobucar 12 sayı, yine kendi yağında kavrulan Balazic de 4/5 isabetle 11 sayı üreterek çift hanelere ulaştılar. Zoran Dragic 6 sayı 7 ribaunt 2 asist üretirken, Omic 8 sayı 4 ribaunt, Blazic ve Muric 7'şer sayı, Slokar 6 sayı 3 ribaunt, Prepelic de 5 sayı ile galibiyete katkı sağladılar. Angola ise, yıldızları Cipriano ve Gomes'in yokluğuna rağmen, Fortes'in (21s 3r 2a), Moreira'nın (20s 5a), sonunda elini taşın altına koyan Moore'un (17s 6r) ve Ndoniema'nın (14s 3r 3a) yıldız oyunları sayesinde maçı sonuna kadar zorlamayı başardı. Mingas 7 sayı ve 5 ribaunt üretirken, sayı atamasa bile 4 asist yaratan Barros ve 6 sayı 3 ribaunt ile oynayan Joaquim de Angola'yı maçın içinde tuttular. Angola bu maçtaki hücum performansı ile yarın belki Avustralya'yı zorlayabilir, ama gruptan çıkması artık mucizelere bağlı. Henüz maç kaybetmeyen Slovenler ise, grup liderliği adına emin bir şekilde ilerliyorlar.


Litvanya - Güney Kore (79-49)

Açıkçası, Senegal-Arjantin maçı ile beraber en ağır farkın yakalandığı maç, bu maçtı. İlk iki periyotta oyunlarına inanan Kore'liler, Litvanya oyun kurucuların kendilerine gelmek için bu maçı seçeceklerini bilemezlerdi herhalde; ve bu sürpriz vaziyetin kurbanı oldular. Kore'de ayakta kalan iki isim vardı maç genelinde; yaşının 38 olduğuna aldırmadan leblebi gibi üçlük yağdıran Tae Jong Moon (15s) ve genç pivot Kim Jong-kyu (12s). Bu iki oyuncu dışında en fazla sayı üreten oyuncuları, 6 sayı üreten forvet Oh Se-keun oldu. Litvanya maçı kazanmasına kazanırdı muhakkak, ama böylesi bir fark açılmasının zahiri, kapasitelerini aşan Juskevicius (20s) ve Vasiliauskas (7s 3a) oldu. Onlardan gelen koş-at temposunun katkısıyla Valanciunas 12 sayı 8 ribaunt, dünün kayıp ismi Motiejunas da 18 sayı 7 ribaunt ile mücadele etti. Litvanya'da kısalar sırıttıkça uzunlar kendini gösterir demiştik, bu maç güzel bir işbirliğine gittiler. Pocius 6 sayı, Seibutis 5 sayı üretti, Maciulis sayı bulamadı, rakibin böğrüne hançer saplayan Kuzminskas 5, Jankunas da 4 sayı kaydetti. Lavrinovic kardeşlerin ikisi de sayı üretemezken, Jasaitis 2 sayıda kaldı. Bu galibiyetle ve oyun kurucuların bu performasıyla Litvanya, gruptaki sıralamasını belirlemek adına Slovenya karşısına epey moralli çıkacak.


(3 Eylül 2014)


*Günün ses kayıtlarına ana menüden ulaşabilirsiniz.



 
 
 

Commenti


Öne Çıkan Yazılar
Eski Yazılar
Arşiv
Etiket İle Arama
Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square

İLETİŞİM İÇİN:

Başarıyla iletilmiştir!

OLASI TAKİPLER İÇİN

  • Facebook Classic
  • Twitter Classic
  • c-youtube

© 2013 by İmlâcı (Orhan E. Özenç) Tüm hakları saklıdır.

bottom of page