2014 FIBA Dünya Basketbol Şampiyonası 4. Gün Değerlendirmesi (2 Eylül 2014)
- thegevshek
- Sep 3, 2014
- 6 min read
C Grubu: Ukrayna - Türkiye (64-58)
Şahane savunma, iyi hücum, rezalet bitiricilik... Bizim özetimiz buydu açıkçası. Rakibin, şu ana dek 20 sayı ortalamasıyla mücadele eden en önemli skor silahını 2/10 saha içi isabetle 10 sayıda tuttuğumuz ve son periyodun sonları hariç şahane bir savunma yaptığımız maçta, rakipten çok daha iyi oynamamıza karşın, şutörlerin bomboş şutları ısrarla kaçırması yüzünden maçtan mağlup ayrıldık. Zorlama değil, boş atışlardan faydalanamamak, hem de arka arkaya kim bilir kaç kez ıska geçmek, gerçekten saç baş yoldurdu - Eurobasket 2005'teki hücumumuz kadar kötü bir performans ortaya koyduk. İstatistiksel bakarsak, Cenk 1/5 saha içi isabetle 3 sayı, Ender 3/9 saha içi isabetle 9 sayı 2 asist, Kerem Tunçeri 1/4 saha içi isabetle 2 sayı, biraz olsun takımı üç sayı çizgisinin gerisinden ayakta tutan Emir 4/12 saha içi isabetiyle 14 sayı 7 ribaunt 3 asist kaydetti. Yüzdeler ortada; dahası, bu yüzdeyi bir nebze geliştirebilecek Barış Ermiş'i hiç oynatmamamız, Barış Hersek'in ise (3a) tartışmalı 3 faulü birinci çeyrekte alarak (sonra 4'ledi ve iyice silindi oyundan) sayı kaydedememesi ve etkili olamaması gibi hadiseler de cereyan etti. Sinan, talihsiz bir şekilde kaçan turnikesinin dışında, 3 sayı 4 ribaunt ile mücadele etti ve rakibin en tehlikelisi Jeter'i tam anlamıyla kilitleyen bir savunma direncinin baş mimarı oldu. Takımın medar-ı iftiharı ise, daha ilk çeyrekten double-double'ı gören ve aldığı 8 hücum ribauntu ve inanılmaz savunması ile rakibe her iki yarı sahada da pota altını dar eden Ömer Aşık'tı. Ömer, sadece 1 top kaybettiği, 8/10 serbest atış yüzdesiyle (nazar değmesin) oynadığı maçı, 16 sayı 20 ribaunt ile noktaladı. Furkan'ın da hiç dakika alamadığı uzun rotasyonunuda içeriden etkili olan diğer isimlerimiz 3/4 saha içi isabetler 7 sayı 2 ribaunt kaydeden Oğuz ve %50 saha içi isabetiyle 4 sayı üreten Kerem Gönlüm oldu. Son pozisyonda top rakipteyken adeta yenilgiyi kabullenmişçesine hiç taktik faul yapmaya kalkışmamamız, iş işten geçince faul yapmaya çalışıp başaramamamız da ayrı bir hadise. Ukrayna'da ise, Gladyr'in yokluğu ve Jeter'in form düşüklüğünden doğan boşluğu, çoğu el üstünden ve süre biterken attığı 19 sayısı ile (7/14 saha içi isabeti) Mishula doldurdu. Maç topunda savunmamızı ayakta uyutarak boş bir üçlük de kaydeden Mishula, galibiyeti tek başına getirdi desek yeridir; fakat Kornienko (0/4 saha içi isabetle 0s 6r) susunca bülbül gibi şakımaya başlayan Zaytsev (5/10 saha içi isabetle 12s 5r), 7 sayı kaydeden Lypovyy, tamamı orta mesafe şutundan gelen 4 sayısıyla Natyazhko, kritik andaki tek üçlüğü ile 3 sayı bulan Zabirchenko, 4 sayı 5 asisti ile Pustozvonov, içeriden etkisini dördüncü çeyrekte gösteren Kravtsov (5s 7r), Ukrayna'yı galibiyete götürdü. Özetle, onlar zorlama atışlara mahkum olsa da bunları ekseriyetle sayıya çevirdi, biz boş şutları atamadık. Kazanan, iyi oynayan değil, bitiriciliğini konuşturan oldu, ve tabi Mishula'yı oyuna katan Ukrayna koçu Fratello oldu.
ABD - Yeni Zelanda (98-71)
İlk çeyrekte ve üçüncü çeyrekte kabus gören ABD, yine 2. ve 4. periyottaki üstün oyunu sayesinde, rakibe iyi direnen ama gücü bundan fazlasına da yetemeyecek kapasitedeki Yeni Zelanda'yı yenmesini bildi. ABD'nin formdaki üçlüsü Faried (15s 11r), Davis (21s 9r) ve Harden (13s 4a) yine iş başındaydı; onlara yine bildik isimler Curry (12s 3a 5r), Thompson (12s) ve Irving (10s 4r 2a) eşlik etti. Derrick Rose 2010'dan beridir uluslararası basketbola uyum sağlayamama sorununu bu maçta da devam ettirdi (1/6 saha içi isabetle 3s), Rudy Gay 2 sayı 4 ribaunt 3 asist, DeRozan 4 sayı, Cousins ise 4 sayı 2 ribaunt 2 asist ile oynadı (bir dipnot; Cousins'ın sosyopat kafa yapısına koç Krzyzewski'nin rahle-i tedrisatı da fayda etmemiş görünüyor). Direnciyle takdir toplayan Haka'cılarda ise BJ Anthony 11 sayı ile çift haneleri gören tek oyuncu olsa da, takımda pek çok isim çift hanelere yakın sayı katkısını yakaladı; mücadelesiyle takımına ruh veren Vukona 7 sayı 5 ribaunt, Abrecrombie 4 sayı 5 ribaunt, üçlükleriyle ABD'yi şaşırtan Fotu 8 sayı, Frank 6 sayı, Barlett 9 sayı, Tait ise 5 sayı 3 asistle mücadele etti. Gelelim Webster biraderlere; bu halleriyle NBA'de değil ama NCAA'de ve Euroleague'de iş yapacak kapasitede görünen kardeşlerden Tai 1/5 saha içi isabetle 4 sayı, Corey ise 3/10 saha içi isabetle 8 sayı kaydedebildi. Kirk Penney, suskunluğunu sürdürerek, ABD'li rakipler Thompson ve Curry'nin seviyesine erişemedi (3/9 saha içi isabetle 6 sayı). Şut yüzdesinde hezimeti gören Loe ise 3 sayıda kaldı. Neticede hücum ribaundu haricinde tek silahı dış atış olan Yeni Zelanda, ABD gibi bir deve karşı savunmasıyla iyi direndi, ama 22 top kaybı ve kalite farkı sonucu bekleneni tersine döndüremedi.
Finlandiya - Dominik Cumhuriyeti (68-74)
Son periyotta işler karışana dek Dominik maçı önde götürüyordu; Pippen'lıktan Karnishovas'lığa geçiş yapan Francisco Garcia (16s 4r 2a) önderliğinde, istikrar abidesi Baez (12s 9r 2a), Feldeine (10s 6a 4r), nihayet akıllara gelen Vargas (7/10 saha içi isabetle 18s 13r) ve Sosa (2s 4a) - Fortuna (7s) ikilisi sayesinde Dominik, son dakikalarda da maçı vermedi ve gruptaki ikinci galibiyetine ulaşarak ikinci turun kapısını aralamış oldu. Finlandiya'da ise, son hücumlarda arka arkaya eli titremeden soktuğu şutlarıyla takımına ümit veren Koponen (8/14 saha içi isabetiyle 23s 9a) haricinde ayakta kalabilen isim yoktu. Son periyotta kaydettikleri birer üçlük isabetine kadar üç sayı çizgisinin gerisinden yokları oynayan Salın (1/7 saha içi isabetle 3s) ve Huff (3/10 saha içi isabetle 7s 4r 5 faul) ve de 4 tartışmalı faul düdüğü sonrası özellikle hücumda ve ribauntlarda etkinliğini yitiren Erik Murphy (1/7 saha içi isabetle 3s 1r) takımı aşağıya çeken ana etmenler olurken, son periyotta benchten gelerek yine dinamizm aşılayan Koivisto (8s 3r 1a 5 faul) içeride Vargas'a karşı zorlanan Gerald Lee (3/7 saha içi isabetle 8s 6r) ve Ranniko (2/6 saha içi isabetle 7s 3r), kayda değer katkı sunan diğer isimler oldular. Son olarak Mottola 3 sayı, Muurinen de 4 sayılık bir performans ortaya koydular. Neticede Finlandiya, ikinci galibiyetini bizim karşımızda arayacak, ama Dominik onu bu maçla elde etti bile.
D Grubu: Angola - Meksika (55-79)
İkinci yarıda kendine gelerek direnişi başlatan Meksika, bu yarıda rakibine her çeyrekte sadece 10'ar sayı atma müsaadesi verdi, ve rakibe yüksek tempolu oyununu kabul ettirerek farklı galip geldi. Angola'da ilk iki günün kahramanları Cipriano (3s 6r 2a), Moore (0s) ve Mingas (2/9 saha içi isabetle 5s 3r 2a) susunca, vardiyayı devralan Moreira (13s 9r) ve Joaquim'in (13s 5r) katkısı mağlubiyeti engellemeye kafi gelemedi. Meksika ise, nihayet varlığını önemsediği Hernandez'in neredeyse tamamını üç sayının gerisinden basketlerden bulduğu 24 sayı ile ihya oldu, ona takımın istikrar abideleri Gustavo Ayon (17s 12r 3a) ve Cruz (14s 7r 4a) güle oynaya eşlik etti ikinci yarıda, ve maçın içine giremeyen Gutierrez'in (6s 6r 3a) açığını da Martinez (12s 4r 1a) ve Stoll (6s 2a) telafi edince, Meksika gruptaki ilk galibiyetini elde etti. Kalan maçlarında Avustralya ve Kore ile gruptan çıkma mücadelesi verecekler ve işleri hiç de kolay olmayacak.
Avustralya - Litvanya (82-75)
İşte dananın kuyruğunun koptuğu maç. Şampiyona öncesinde ve bilhassa son iki gündür Litvanya'nın oyununa dair gözlemlerimiz ve öngörülerimizin birebir doğru çıktığı bu maçta, oyun kurucu eksikliği sebebiyle hem hızlı hem de sete set tempoda oynanan oyuna ağırlığını koyamayan Litvanya, rakibi karşısında bozguna uğradı. Pocius drive'lardan bulduğu 6 sayı haricinde etkisiz kalırken, Maciulis de 4 sayı bulabilerek aynı verimsizliği sürdürdü. Oyun kurucular Juskevicius - Vasiliauskas ikilisinden toplamda 4 sayı ve 0 asist elde eden Litvanya'yı, ilk iki maçın kahramanlarından Valanciunas (4s 6r) veya Motiejunas (2s 1r) değil, üç silahşörlerin bu maçtaki nöbetçisi Seibutis (21s 3r 3a) ve Lavrinovic biraderler oldu (Darius: 14s 2r, Ksistof: 8s 4r). Jankunas'ın 9 sayılık katkısını da unutmamak lazım. Bir ara maçı çevirme noktasına gelen Litvanya'ya her seferinde Ingles-Newley-Broekhoff üçlüsünden en az birinin şutlarıyla karşılık veren Avustralya'da ise maçın kahramanı kuşkusuz Joe Ingles (7/11 saha içi isabetle 18s 4a) oldu; Broekhoff 8 sayı 3 ribaunt, benchten gelen Newley ise 10 sayı 4 ribaunt 2 asist ile mücadele etti. Oyun kurucu demiştik; Exum'un (0s 1r 1a) yine varlık gösteremediği maçta Dellavedova (13s 2r 2a) oyuna ağırlık koyunca ibre hep Avustralya'dan yana oldu. İçeride istikrar abidesi Aaron Baynes (14s 6r) takımını ihya ederken, az sürede çok iş yapan Jawai (4s 5r) ve yıldırıcı olmasa bile düzen bozucu savunmasıyla ayakta kalan D.Andersen'e (7s 5r 2a), 6 sayı kaydeden Motum da katıldı, ve Avustralya grupta üst sıralar için altın değerinde bir galibiyet elde etti.
Güney Kore - Slovenya (72-89)
3. çeyreğe kadar iyi direnen Kore'nin işini yine adetleri olduğu üzere 3. çeyrekte bitiren Slovenler, grup liderliği için dev bir hamle de yapmış oldular. İlk iki günün skorerleri Cho Sung-Min (8s) ve Kim Sun-Hyung'dan (2s) değil, tüm rotasyondan sayı katkısı alabildiği için maça tutunan ama kalite farkı sebebiyle sonunu getiremeyen Kore'de, pota altı oyuncuları Lee Jong-Hyun (12s 5r), Kim oo-Sung (4s 6r), Oh Se-keun (8s 5r) ve ihtiyar Taejong Moon (8s 3a), karşılarında Slovenya pota altını bulunca, bir zamanların deyimiyle 'karşısında Sacramento görmüş Jerome James' gibi oynadılar. Heo Il-Young'un 7 sayı 5 ribauntluk performansı ve Park Chan-Hee'nin 6 sayısı da cabası. Slovenya ise, aynı düzende oyayarak yine 90 sayıyı bulabildi ve maçı kazandı; isyankar Balazic bireysel gayretiyle 4 numaradan 11 sayı 6 ribaunt, sadece asistler üzerinden boş atışları değerlendiren Omic 13 sayı 11 ribaunt, takımı derleyip toplayan Domen Lorbek 14 sayı, doğru oynayınca ritmine kavuşan Zupan 8 sayı, Blazic 4, Muric de 3 sayı kaydetti. Slokar'dan yine fayda göremeyen Slovenya'nın asıl kozları Dragic kardeşler, geçen maçtaki kadar olmasa da yine yaldızlı birer performansa imza attılar; Zoran 4/10 saha içi isabetle 14 sayı 3 ribaunt 2 asist, 10/14 iç saha isabetiyle oynayan Goran ise 22 sayı 2 ribaunt 4 asist kaydederek maçı Slovenya'ya kazandırdılar. Böylelikle grup liderliği için Slovenya en avantajlı takım konumuna geçti.
(2 Eylül 2014)

Comments