top of page

İmlâcı'dan (Orhan E. Özenç) basketbola dair satırlar...

Search

29 Ağustos 2014 FIBA U-16 Şampiyonası Türkiye - Fransa Yarı Final Maçı ve 30 Ağustos 2014 Türkiye -

  • thegevshek
  • Aug 30, 2014
  • 4 min read

Her iki maçın da en büyük ortak noktasıydı Ömer Yurtseven'in erkenden faul problemine girmesi. Fransa maçında bu yüzden onu ilk yarı hiç kullanamadık ve daha maçın başlarında saf dışı kaldık, Ömer'in 4. periyotta geri dönüp farkı kapatma çabası bize yetmedi; İspanya maçında ise 4. periyotta Ömer beşinci faulünü alıp oyun dışı kalana kadar biz öndeydik, ardından kontrol hazin bir biçimde İspanya'ya geçti ve madalyadan olduk.


Öncelikle yarı final ile başlayalım; Fransa, turnuvanın en büyük şampiyonluk adayı ve fizik gücü ve temposu en yüksek takımı olarak, bireysel yetenekleri üst düzeydeki oyuncularıyla fırtınalar estirerek geldiği yarı finalde, yine iki yıldızı ile birer birer buldu sayıları; Tchouaffe (18s 4r) dışarıdan ve penetre üzerinden bulduğu sayılarla, Tillie de içeriden birebirlerle ve topladığı hücum ribauntlarıyla canımıza okudu. Dahası, onlar farkı açarken, bizde Ömer Yurtseven hücumda çok etkisiz kaldı ve erkenden faul problemine girdi, pota altında o yokken çok zayıf bir görüntü sergiledik ve dominantlık Fransa uzunlarına, bilhassa da 16s 17r üreten Killian Tillie'ye geçti. Ömer Al, adaşına yapamadığı asistleri diğer takım arkadaşlarına dağıttı, fakat sayı yönünden çok etkisizdi; dolayısıyla bütün skor yükü Oğuzhan'a kaldı; Oğuzhan, üzerine gelen diri ve sıkı savunma neticesinde nispeten düşük bir yüzdeyle 13s 4r 3a 2top kaybı kaydetti, üzerine düşeni yapan tek kişi oldu. Oysa farkı erkenden açan ve rotasyona gidip yedekleriyle devam eden Fransızlar'a savunmada hiçbir şekilde çare bulamayan oyuncularımız, erkenden havlu attı. Onuralp, Berk ve İsmail standartların çok altında oynarken, Samet ve Yesukan da hem hücumda hem de müdafaada her zamanki çizgilerinden uzaklardı; buna mukabil, Finlandiya maçı hariç suskun kalan Mehmet Özden (8s) ve Ömer'in yokluğunda bizi iyice alacakaranlığa mahkum olmaktan kurtaran Ahmet Duran (9s 7r), gelecek için bu jenerasyondan daha umutlu olmamızı sağladılar. Ömer Yurtseven, artık faul probleminin önemsenmeyeceği dakikalarda oyuna tekrar ağırlığını koyup bir şok etkisi yaratsa da (6/8 iç saha isabetiyle 14s 7r 1b), o farkı kapatana dek maç çoktan kopup gitmişti ve neticede favori ekibe karşı, ağzımızda biraz buruk bir tatla 78-65 mağlup olduk. Esasen galip gelmeyi beklemediğimi söylemiştim daha önce, fakat biraz daha iyi oynayıp maçı son topa getirebileceğimizi ummuştum, tek üzüntüm, tahminlerimin ve analizlerimin doğru çıkması, yani bu maçta da 4 numaradan hiç faydalanamamamız ve Ömer Yurtseven formsuzken veya faul problemi gibi sorunlar yaşarken, pota altında saç baş yolmamız oldu. Fransa benchinden Vergiat, Mokoka ve Ntilikina da aslarını gayet iyi dinlendirdiler; Fransa finale hem güçlü hem formda hem de dinç gitti.


Bronz madalya mücadelesinde ise, yine yukarıda bahsettiğimiz gibi, Ömer Yurtseven foul-out olana dek her şey bizim lehimizeydi; rüzgarı arkasına alan ve dün çok çekişmeli bir maç sonunda ev sahibine yenilen joker takım İspanya, yine etkili takım oyunu ile maçın başabaş gitmesini sağladı; 13s 4r 4a ile oynayan ve 5 top kaybetmesine karşın takımının maçta kalmasını sağlayan Figueras, 7s 8r ile pota altını karartan Font, 17 sayısını 4 de asistle süsleyen komutan Moreno, yine hücum ribauntları ile canımızı çok yakan 4 numara Sergi Martinez (16s 8r), eksiklerimizden iyi faydalandılar, fırsatları (bilhassa 11s atan Esteban ile) iyi kullandılar; bizde ise fauller yüzünden 8 sayı 8 ribaunt'ta kalan ve 3 top kaybeden Ömer Yurtseven yerinde sayınca, 10s 10a 3tç 5 top kaybı ile oyunu dikte eden Ömer Al, yarı finaldeki çizgisini sürdüren ve pozisyonu Onuralp'ten devralan Mehmet (5/10 saha içi isabetle 10s), Ömer Yurtseven yokken bu maçta yokları oynayan Ahmet, her ne kadar kendi çizgilerinde iyi oynasalar da maça damga vuramayan Samet ve Berk ile tam ritmini bulmuşken talihsiz sakatlık yaşayan Yesukan vardı; en önemli rol de, 26 sayı ile takımı son topa kadar oyunda tutan Oğuzhan Yarol oldu. Ahmet de dahil, ismi geçen tüm bu oyuncuların üzerine düşülmesi gerekiyor, çünkü ha 3.lük ha 4.lük fark etmez, bu çocukların mayası sağlam. Maçı 77-73 kaybettik, ama çok şey öğrendik, çok şey kazandık. Tüm oyuncularımıza sonsuz tebriklerimizi iletiyoruz, hepsinin geleceği parlak, bir çoğunun da istikbaldeki kariyeri oldukça göz dolduracaktır eminim. İş ki, bir kenarda unutulmasınlar.


Turnuvanın birincisi, beklendiği gibi, kıran kırana geçen bir ilk yarıdan sonra ev sahibi Letonya karşısında kıvamını yakalayan Fransa oldu (78-53). Podyuma çıkamadık, hatta hem Letonya'nın hem de İspanya'nın sergilediğinden daha iyi performans sergilememize rağmen sadece yarı finalde Fransa ile eşleştiğimiz için finalden olduğumuzu söylememiz gerekir. Eğer yarı finalde Letonya veya İspanya ile oynasaydık, en azından madalya koparabilirdik. İşte bu talih ve kur'a yüzünden, başarı odaklı olmamak lazım diyorum; neticede şahsi kanaatime göre biz, Fransa ve Sırbistan dışında normal şartlarda turnuvadaki tüm takımlara galip gelebilecek kalitedeyiz; eğer bu müsabaka lig usulü oynansaydı, bronz madalya ve hatta gümüş madalya, bizim olacaktı bence. Fakat bu oyuncuların doğru gelişimini, dünyanın bütün madalyalarına değişmem. Hele de, henüz hiçbiri 16 yaşını aşmamışken.


Turnuvanın sayı kralı Boşnak Dzanan Musa, ikinci en skoreri ise Litvanya'lı Sedekerskis oldu; bu oyuncular dışında Boşnak Amar Gegic, Sırp Aranitovic, Alman Mushidi ve Hartenstein, İtalyan Penna, Bucarelli, Moretti ve Oxilia, Letonyalı Kurucs, Rus Trostin ve Barashkov, Fransa'dan turnuva MVP'si Killan Tillie ve 'yardakçısı' Tchouaffe ile İspanya'dan bilhassa Moreno'ya dikkat edilmesi, gelişimlerinin takip edilmesi lazım. Turnuvanın ilk beşine bizden sadece Ömer Yurtseven alınırken, Fransa'dan Tillie ve Tchouaffe, Letonya'dan da Kurucs ve Zoriks yer aldı. Türkiye adına 15 sayı 8 ribaunt ortalamalarıyla yıldızlaşan Ömer Yurtseven, fiziğini geliştirirse, turnuvanın asist kralı Ömer Al, şans verilirse ve pas tutmazsa Berk Kar ile süper skorer Oğuzhan Yarol başta olmak üzere, kadrodaki 12 oyuncudan en az 8-9'unun önü çok açık. 7-8 sene sonraki A Milli Takım için mebzul miktarda yeteneğimiz olacak, tahtalara vuralım, nazarlardan saklayalım.


Laf arasında, parayı değil, gelişim şansını tercih eden Emircan Koşut, Metecan Birsen ve Ayberk Olmaz'a tebrik ve takdirlerimi sunuyorum, aynısını Kartal Özmızrak, Ege Arar, Furkan Korkmaz ve Okben Ulubay'dan da bekliyorum.


(30 Ağustos 2014)


 
 
 

Comments


Öne Çıkan Yazılar
Eski Yazılar
Arşiv
Etiket İle Arama
Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square

İLETİŞİM İÇİN:

Başarıyla iletilmiştir!

OLASI TAKİPLER İÇİN

  • Facebook Classic
  • Twitter Classic
  • c-youtube

© 2013 by İmlâcı (Orhan E. Özenç) Tüm hakları saklıdır.

bottom of page