top of page

İmlâcı'dan (Orhan E. Özenç) basketbola dair satırlar...

Search

20-21-22 Ağustos 2014 FIBA U-16 Şampiyonası Türkiye İlk Tur İncelemesi (Litvanya, Finlandiya ve Sırb

  • thegevshek
  • Aug 24, 2014
  • 6 min read

Yıldız Erkek Millilerimizin kadrosu ve oyun yapısı, U-18 ve U-20 neslinin devamı desek yeridir. Takımdaki üç oyun kurucudan Ömer Al, henüz bir 1 numara için bile oldukça yetersiz bir fiziğe sahip, fakat benzer durumdaki Berk Uğurlu'nun aksine, o, yeterince hızlı ve delici değil ve ayrıca uzun mesafeli şutlar için bilek gücü kafi gelmiyor. saha görüşü, top çalma kabiliyeti ve oyun bilgisi iyi kıvamda, doğru yere pas atabiliyor, dolayısıyla bir oyun kurucu için gereken nitelikler onda potansiyel halleriyle mevcut, ayrıca Litvanya ve Sırbistan gibi kısa oyuncu yetiştirmekte birer marka olmuş ülkelerdeki rakiplerine karşı iyi mücadele ettiği de bir gerçek; buna mukabil çok hırslı olmasının savunmada da hücumda da bizlere olumsuz yansıdığı bir dönemden geçiyor. oyununu ve fiziğini toparlarsa, hakikaten de kendi yaş grubunun ülkemizdeki en önemli point guard'ı olur ve Gianmarco Pozzecco adayı bir oyun kurucu haline gelir, zira tarzı italyan efsanesini andırıyor.


bir diğer oyun kurucumuz İsmet Avşar, delici, drive etmeyi ve top sürmeyi seven, etkili oyun kuran, fakat bitiriciliği henüz oldukça zayıf bir oyuncu görünümü çiziyor. şut tehdidi haline gelirse, Ender Arslan benzeri bir kısamız daha yetişir. kadrodaki son oyun kurucumuz Berk Kar ise, savunmada birebirlerde kolay geçilen, fakat refleksleri sayesinde sürpriz top çalmalar yapıp hızlı hücumlar başlatabilen tarzda bir oyuncu; şut denemeyi, asist yapmaya tercih etse de, kısa mesafe şutlarının üç sayı gerisinden attıklarına kıyasen daha etkili olduğu görülüyor. üç oyun kurucumuzun da en önemli zaafları, mebzul miktarda top kaybetmeleri. onların hızına uzunların ayak uydurması zor oluyor; ayrıca bahsettiğim sebepler yüzünden hiçbirisi tamamen ayakları yere basacak şekilde âkil oynayıp yüzde yüz güven teşkil etmiyorlar, daha da önemlisi, hangi durumda hangi oyun kurucuyu seçmememizin daha doğru olacağını kestirmek henüz pek kolay değil, birbirlerine açık bir üstünlükleri yok. yine de, ilk turun sonunda, olumlu tüm kategorilerde Ömer bu üçlüden en iyisi oldu, fakat top kayıplarında da aynı şekilde lider olması sevindirici değil.


2 numaralarımıza geçersek, Mehmet Özden, ilk turdaki her maçta, diğer 2 numaralarımıza kıyasen çok daha az süre almasına rağmen, ritim ve dinamizim getiren dinamo görevi gördü ve kenardan gelerek oyun temposuna büyük etki etti. hızlı oyunu seven, boyalı alana penetre etmeyi tercih eden ve bir kısadan beklenmeyecek denli iyi post hareketleri bilgisine sahip, oyun görüşü iyi seviyede bir oyuncumuz. bu sayede Finlandiya maçındaki en iyi oyuncumuzdu. oyun tarzı Mickael Pietrus'u andırıyor. tek büyük sorunu, oyununu sadece içeriye drive etmek üzerine kurulu olduğu için, dış şut tehdidinin bulunmaması ve şutunun güven teşkil etmemesi. bu yüzden de, bilhassa Litvanya maçında çok az süre bulabildi.


bir diğer 2 numaramız Onuralp Bitim ise, Mehmet'in tam tersi, üst düzey bir şutör ve Mehmet'in durduğu Litvanya maçında, şutörlüğü sayesinde skor yükünü taşıdı. kendisi bilhassa üç sayılık atışlarda etkili - ki kendisi, ilk tur sonunda 2 numaralarımız arasında en skorer oyuncuydu; buna karşın Sırbistan maçında gördüğümüz gibi, birebir savunmadan kurtulmak için yeterli çözümü yok, şut haricinde başka bir bitiricilik türünü yeğ tutmuyor, bu yüzden rakip savunmadan yılması normal. savunma yönündeyse, kısalarımız arasında en çok güven veren isim diyebiliriz. pozisyonundan beklenmeyecek derecede iyi bir ribauntçu, bunun yanı sıra top çalma sayısı çok yüksek, ve çaldığı topları asiste çevirebiliyor. ayrıca, pozisyonuna göre kalıplı, gücü, atletizmi ve fiziği üst seviyede bir oyuncu. dolayısıyla, Sani Becirovic - Massimo Bulleri tarzı bir profil çiziyor. benim beklentim, atletizmini kullanarak boyalı alana daha sık penetre etmesi, çünkü kendisi çok zeki, akılcı oynayan bir oyuncu ve çok yerinde, etkili ve zekice penetreler yapabiliyor.


oyunun her iki yönünü birden oynamak demişken, kadrodaki son 2 numaramız, bana kalırsa bu takımın en faydalı takım oyuncusu, tam bir "utility player" izlenimi veren Samet Gülek. her şeyden biraz yapabilen, işiniz sessiz sedasız, ön plana çıkmadan gören, takıma âkillik katan bu oyuncumuz, şutuna biraz daha istikrar katabilirse, takımın lideri olacaktır. Stefano Mancinelli gibi olmak iyidir, ama o "her şeyden biraz yapabilen" kisvesini "her şeyi yapabilen"e geliştirebilirse, Dejan Bodiroga seviyesinde bir oyuncu haline gelebilir. asist-ribaunt-müdafaa-top çalma-bitiricilik-oyuna katkı konusunda seviyesi beklenenin üzerinde, ve kritik anlarda sorumluluk almaya başlarsa, işte o zaman Bodiroga ile aynı notalardan şarkılar üretecektir. çünkü bencillik iyi değildir, fakat kimi zaman, sazı ele almak gerekir. lideri diğer oyunculardan ayıran en mühim hadise de, budur.


3 numaralarımıza geçelim; bu takımın iki ana skor gücü var, ve onlardan birisi, kısa forvetlerimizden Oğuzhan Yarol. hem kısa hem de uzun forveti oynayabilen Yesukan Onar haricinde bir alternatifi olmadığı için, çok süre alıyor, hatta kimi zaman onu dinlendirmek için 2 numaralarımızdan birini oyuna alıp iki adet 2 numarayı yan yana oynatıyoruz. Oğuzhan, çok az top kaybeden (ki bu ziyadesiyle mühim), asist haricinde hücum veya savunmanın herhangi bir tarafında pek görev almayan, daha ziyade sadece skora dönük bir oyuncu. ama, müdafaada üst düzey fizik gücü sayesinde rakiplerini yıldırıyor ve caydırıyor. bu kadar şut kullanmayı sevmesine karşın, şutlarının isabet yüzdesi henüz beklenenden aşağıda. biraz daha istikrarlı şut atarsa, her maç 80 sayıları görmemiz işten bile olmaz. ayrıca, Litvanya ve Sırbistan maçlarında olduğu gibi, daha kuvvetli rakiplere karşı oyununun seviyesini bir basamak yukarı taşıyarak oynaması, bir winner oyuncu adayı olduğunun göstergesi. ileriki yıllarda play-off takımları tarafından rağbet göreceğini düşünüyorum, çünkü yeterince yatırım yapılması halinde bana Carlton Myers-Laurent Foirest karışımı bir oyuncu olacakmış gibi geliyor. Yesukan Onar ise, hem 3 hem de 4 numarada süre almasıyla birlikte, daha ziyade 4 numara için uygun bir oyuncu. Oğuzhan'ı yedekleyerek kısa forvet pozisyonunu kotarabilmesi mühim, ama sadece içeriden oynamayı sevmesi, şampiyonanın ileriki safhalarında Oğuzhan'ın çok yorulması ve yükün giderek 2 numaralara binmesi, hücum silahlarımızın ve seçeneklerimizin de daralması neticesini verebilir.


takımımızda, her görene maşallah dedirtecek uzunlarımızın olması pek âlâ bir havadis olurdu, fakat tablo henüz bu kadar parlak değil. 4 numaralı pozisyon, takımımızın kuşkusuz en zayıf halkası. Yesukan ile birlikte, bu pozisyonda oynayan iki oyuncumuz, skora yönelik olmamaları haricinde, birbirlerine taban tabana zıt isimler. bir 4 numara için fazlasıyla uzun boylu (2.12m) olan Mümin Tunç ile bir 4 numara için gereğinden çok daha kısa ve undersize olan Mehmet Filik (1.98m), rakiplerini savunmada durdurmak, hücumda da kısıtlı sorumluluk almak minvalinde oynuyorlar. her ikisinin de birebir özellikleri henüz çok sınırlı, bilhassa undersize'lık yüzünden Mehmet Filik çok az süre alıyor, genellikle pozisyon Yesukan ve Mümin arasında pay ediliyor. Mehmet, bir Milan Macvan olmak için bile fazla kısa kalıyor ve mücadeleci yapısı şimdilik onun oyununu üst plana taşımaya yetmiyor. Mümin ise, savunmada zamanlama ve yer tutma konusunda, hantallığı ve oyun zekası yüzünden büyük sıkıntı çekiyor. iki adet Mustafa Kemal Bitim örneği ile bu şampiyonada oynuyor gibiyiz. dolayısıyla, hem ilk beş, hem de maç içi süreleri, şimdilik, Yesukan'a emanet. yine de, netice itibariyle, oyunumuz 4 numaralar üzerinden dönmüyor. bu kuraklık ve kısırlık sebebiyle, turnuva ilerledikçe, Yesukan'a çok iş düşecek.


son olarak, takımda yine yüzümüzü güldürecek bir pozisyonu, yani pivotları değerlendirelim. takımın diğer ana skor opsiyonu, hem hücumda hem savunmada takımın lideri ve şahsi kanaatimce en istikrarlı bileği olan, 5 numaralı formanın da sahibi Ömer Yurtseven, savunmada muazzam blok sezgisi (ilk turda maç başına 3 blok ortalaması ile oynadı), ribauntçuluğu, hücumdaki boyalı alan ve orta mesafe şut etkinliği ve dominant karakteri sayesinde, hem kendi yaş grubunda hem de büyüklerde çok büyük işler başarabilir ve cılız fiziğine rağmen 2.08'lik boyu da bunun için biçilmiş kaftan. Ömer'in savunmadaki baskın etkisinden şüphe etmeye mahal yok, sadece daha az top kaybedip daha çok birebir hücum çalışmalı. Açıkçası, teknik ve fizikî özellikleri (o fizikle bu kadar iyi iş çıkarmasını beklemezdim açıkçası) ve oyun tarzı bakımından, o'nun için Egemen Güven'in U-16 şubesi desek, yeridir. Egemen'den daha iyi blokçu ve orta ve uzun mesafe şutu çok daha istikrarlı, ama Egemen'den daha kötü bir atlet ve Egemen'in aksine ritmini kazanmak için ekmeğini taştan çıkartmaya pek gönüllü değil, daha ziyade takımın onu doğru şekilde tercih edip yukarı çekmesini bekliyor; gelgelelim tıpkı Egemen gibi, onun da kalınlaşmaya, kalıp kazanmaya ihtiyaç duyması ve sistemli, sıkı birebir savunmalar karşısında etkililiğini büyük ölçüde yitirmesi, yegane bireysel handikapları. takımsal handikapları ise, tamamen, onu yedekleyecek kişiyle alakalı: Ahmet Duran, çok iyi bir ribauntçu olsa da, 2.02'lik boyuyla, belki de sadece U-16 seviyesinde pivot oynayabilecek bir oyuncu, onun da bir Mustafa Kemal Bitim olması muhtemel. ondan rahatlatıcı bir katkı gelmediği için, pozisyonun yükü Ömer'in omuzlarında duruyor. ilerleyen maçlarda Ömer'in çok yorulması veya Sırbistan maçında olduğu gibi, sıkı ve sistemli, top aldırmamaya yönelik savunmalar karşısında silinmesi halinde, en önemli skor opsiyonumuzu da kaybedebiliriz veya kendisinden gereken ölçüde verim alamayabiliriz.


takımda, hücumumuz eşit ölçülerde şuta, pasa, penetreye ve boyalı alana dağılmış durumda, her bir hücum çeşidinde koltuklarımızı kabartan yüz akı oyuncularımız var ve birebirde etkililer. milli takımlar geleceği için, işte bu iki cümle, fevkalade muazzam bir unsur teşkil ediyor. faul sayısını, yüzdesini bu şekilde devam ettirebilir, ilk beş oyuncularını, özellikle uzunlarda iyi yedekleyebilir ve takımdan gerçek bir lider çıkartabilirsek, Aleksandar Aranitovic ve Tadas Sedekerskis gibi yıldızları durdurabiliriz (ikinci turda karşımıza Bosna-Hersek'ten Dzanan Musa ve Letonya'dan Rodions Kurucs gibi dehşet skorerler çıkacağını unutmayalım), Sırbistan maçı gibi maçları da kazanabilir ve beklentilerimizi madalya cinsleriyle ifade edebiliriz. ilerleyen maçlarda şimdiden hepsine başarılar.


İlk Tur Maçları:

Türkiye: 76 - 68 Litvanya

Türkiye: 74 - 61 Finlandiya

Türkiye: 63 - 67 Sırbistan


(24 Ağustos 2014)




 
 
 

Comentários


Öne Çıkan Yazılar
Eski Yazılar
Arşiv
Etiket İle Arama
Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square

İLETİŞİM İÇİN:

Başarıyla iletilmiştir!

OLASI TAKİPLER İÇİN

  • Facebook Classic
  • Twitter Classic
  • c-youtube

© 2013 by İmlâcı (Orhan E. Özenç) Tüm hakları saklıdır.

bottom of page