3 Ağustos 2014 Türkiye - Sırbistan FIBA U-18 Basketbol Şampiyonası Final Maçı
- thegevshek
- Aug 3, 2014
- 3 min read
Naralar ata ata seyrettim, gözlerim yaşlarla kutladım bu gençleri; helal olsun, hoş olsun! herkese tek tek tebrikler. ege, furkan ve berk çok mühim iş başardılar, tolga da onlara ayak uydurdu, ama asıl olay, gerçek kimliğini, muhtemelen de öyle gerektiği için, bu maçta sahaya yansıtan okben'in oyunuydu. furkan benchten geldi, her şeyi lehimize tescilledi; berk-furkan-okben-ege-egemen-ayberk bütün düğümü çözdü, doğuş da iyi savunma yaptı; hoş, savunmada ve bloklarda yine dillere destandık, allah bozmasın, nazalardan saklasın. egemen güven, yine sistem basketboluna getirilen sıkı savunma karşısında çabuk silindi ve erken girdiği faul problemi sebebiyle oyuna istediği gibi odaklanamadı, ama maç ilerledikçe maçtan kopmadı, sürpriz basketlerle özgüven ve etki kazandı. bu sefer de 3. periyodun bitimie 3.57 kala attığı sayı ile ortalığı ve kendisini bayram yerine çevirdi, moral depoladı. ilk maçta kendisini sahadan silen sırplar'a kim olduğunu göstermeyi başardı. ödülünü de aldı. turnuva ilk beşini sonuna kadar hak etti, hatta bizden en az iki oyuncu (berk ve furkan) daha ilk beşi hak etti, ama bilhassa turnuvanın ilerleyen safhalarında performansı nispeten düşen ve maçın kilit adamı değil, tamamlayıcı parçası olan egemen'in mvp'yi alması, başta ege, furkan, berk, tolga gibi isimler varken, biraz haksızlık oldu bence. okben'i ve furkan'ı çok verimli kullandık bu maçta. bilhassa furkan, her maç ivmeyi yükseltti ve egemen'den evvel konuşulur oldu eleme maçlarında. okben de gerçek kimliğini yansıtarak, üzerine düşeni harfiyen yaptı. ben okben'in böylesine ekonomik kullanılmasını destekliyorum, böylece hem o diri kalıyor, hem de takım, takım olarak, okben'e veya herhangi başka bir bireysel yeteneğe muhtaç olmadan, bel bağlamadan oynayabiliyor. berk bireysel skorunu düşük tutsa da bu maç, tek kelimeyle muazzam bir playmaker'lık yaptı. alternatifi olmadığı için de çok az dinlendi, canı çıktı, ama of demedi ve ibre hep bizden taraf kaldı. furkan, fucka altyapısına, donanımına ve oyun görüşüne sahip bir bodiroga olma yolunda hızla ilerliyor, artık adından sık sık söz ettirmesi çok muhtemel. her şeyden biraz yapabilen birisi gibi değil, her şeyi yapabilen birisi gibi oynuyor, zira onda her meziyet mevcut. oğulcan da maskeyi çıkardı, ritmini tam bulamadı ama onun çok mücadeleci, çok hırslı bir yapısı var takımın geri kalanı gibi, ve bu hep pozitif olarak döndü bize. ne mutlu. ege bence yine gizli kahramandı. kerem gönlüm olacak bu çocuk, demedi demeyin. gözüm çok tuttu, umarım üst düzey bir ekipte oynar yıllar boyu, çünkü franchise player mayası seziyorum onda. berk için de aynı şeyler geçerli, berk de inanılmaz çabuk ve doğru kararlar verebilen, atletik, çevik, hızlı ve zeki bir oyuncu, pozisyonu için gerekli her meziyete sahip, kenan sipahi ile ikisine, zamanında semih-oğuz-emir-vidmar'a verilen şans verilmeli, yoksa çok yazık olacak. tek eksiği, şutu istikrara sokacak fizik ve kondisyon düzeyi. o da tamam olursa, corbalan gibi, basile gibi bir oyuncuya kavuşacak ülke basketbolu. ayberk'in de katkısını azımsamak hata olur; son iki maçtır, egemen'in üzerindeki baskıyı toplayan esas adam oldu, hiç sırıtmadı bu görevde, ve çok büyük işler başardı. asım pars benzeri oynarken, asım pars'tan çok daha ileri gidebilir, eğer bu yaşta asım'ın o yaştaki halinin hatalarını yapmamaya devam edebilirse. muhteşem bir iş başardınız çocuklar. hem hırvatları hem sırpları sahadan sildiniz iki gündür. koç'a ayrı bir parantez açmak lazım: bu üsluptan bir doz da a millilere verilmesinin vaktidir. şu ekibi bir düşünelim: cedi osman, kartal özmızrak, deniz kılıçlı, kenan sipahi, barış ermiş, izzet türkyılmaz, (aklını başına alırsa) ilkan karaman, şafak edge, samet geyik, berkay candan, can altıntığ, engin atsür, enes kanter, ersan ilyasova, melih mahmutoğlu, ömer aşık, cenk akyol, kerem kanter, okben ulubay, egemen güven, ege arar, berk uğurlu, mertcan solkol, oktay ulubay, emircan koşut, doğukan şanlı, metecan birsen, tayfun erülkü, tolga geçim, furkan aldemir, birkan batuk, furkan korkmaz, ayberk olmaz, kaan sarıarslan, oğulcan baykan, yiğit arslan, doğuş özdemiroğlu, muhsin yaşar, efekan koşar, talat altunbey, göksenin köksal, cem koçal, metin türen, barış ülker, doğuş balbay, duşan cantekin, serhat çetin, ve daha kim bilir niceleri... yahu insan sayarken bile kendini rüyada hissediyor... umarım bu bir rüya olarak kalmaz... 78-79 jenerasyonu, mucize çocuklar çıkarmıştı, son on beş senemiz, onlarla ve 85-86 jenerasyonundan gelen yoldaşlarıyla geçti, kalabildikleri kadar ayakta kaldılar, bize gurur yaşatmasını da bildiler; sizler, yeni fidanlar, mucize olmanıza gerek yok, adam gibi, basiretli, doğru düzgün oynasanız, şu yetenek seviyenizin üstünlüğüyle herkese, her şeye yeter! şımarılmasın, büyüklerin hataları tekerrür olmasın, ahlak ve sorumluluk bilinci, tıpkı takım oyunu gibi hem ön planda, birinci koşut, ilk hedef olarak kalsın... hepiniz sağlam kalın, biz kadro seçerken akla karayı seçelim sizin yerinize.. tekrar helal olsun, sonsuz tebrikler...
1980'lerin bitiminde Yugoslavya'nın başardığı 'duble'yi, geçen sene ve bugün, biz başardık. tarihe ayrı bir paraf daha attık.. son bir temenni ile kapatmak gerekirse harflerin raksını: alpella projesi tekrar hayata geçsin; ikiye çıksın öylesi takımların sayısı bu sefer, ve bu çocuklardan da birer serhat çetin, ömer aşık sivrilsin, ateşleri sönmesin, oyunları körelmesin!
(3 Ağustos 2014)

Comments