Hoşça Kal Tanjevic..

Temiz konuşmaya çabalıyorum, ama hakan köseoğlu, tutku açık, mehmet okur, hüseyin beşok, cevher özer ve daha niceleri doluşuyor kafama.... git ve geri dönme şarkısı var ya hümeyra'nın, işte o buraya cuk oturacak. misyon ise 10 yıldır işgal ettiği pozisyonda bulunma sebebi, tamamdır artık, misyon tamamlanmıştır, kurtlar vadisi operasyonu bitmiştir, teslim olsundur, takdir yüce türk milletine aittir. dostça ayrılmayalım gerekirse, ki tekrardan birleşmeyelim sonradan... emir ve ersan'ın takıma kazandırılışı, vidmar, oğuz ve semih'in euroleague'de şans bulmaları, 2010 gümüşü gayet güzel, doğru, bunun için sonsuz tebrik, takdir ve teşekkürü hak ediyor, kendisine bunları iletmeyi borç biliriz. ama onun bize borçlandığı en az 3 madalyayı tahsil etmek için de ağzımızı açmaktan çekinmeyiz. madem 2006 (basketbolumuz çok verimli olmasa da işini iyi yapan serkan, ibo ve ersan vardı, hadi o şampiyonadaki oyunumuzu da dahil edelim), 2009 ve 2010'daki basketbolu oynayabiliyorduk, evvelki bunca şampiyonada, veya 2011 ve 2013'te aklımız neredeydi? yukarılardan, derinlerden talimat alsan dahi bu kadar farklı oynatamazsın 2009 ve 2010'daki takımlar ile 2005, 2007, 2011 (biliyoruz ki orhun ene'nin başındaki demokles kılıcıymış kendileri yine) ve 2013'teki takımları. vardı birşeyler yahu... gerçekten vardı. başka hiçbir mantıklı izahatı da yoktu: tanjevic, aradığımız koç değildi. aradığımız ve bize müstahak ayarda bir karizması olsa, yani kriz ve adam yönetmeyi, murat murathanoğlu üstadın dediği gibi 'ego yönetmeyi' yani 'celebrity management'ı becerebilse, hiçbir oyuncu kafasına göre hareket edemezdi, milli takıma nispet ve kapris yapamazdı, aksine, onun gibi bir koçun takımında oynayabilmek için evini arabasını satar şampiyonalara gelirdi. bunu yapamadı, ipleri federasyonun gözde basketçilerine (başta hido) teslim etti belli. ayrıca doğru zamanda mola alabildiği iki turnuva gördüm ben; 2009 ve 2010. bunun haricinde sanki elimizde bodiroga, jasikevicius veya naumoski varmış gibi, son ve en kritik hücumlarda, pozisyonlarda işi tümden oyuncuların insiyatifine bırakmak, hiç oyun planı çizmeden, mola almadan, taktik vermeden her şeyi, maçtaki tüm emeği riske atmak kolay bir kumar değildir, değildi; ve genellikle tanjevic'in felsefesi oldu bu maçlarda kaybeden. tabi, onunla beraber biz de kaybettik. calipari bile enes'in aklına girip onu 2009 ve 2010'dan men etti. tanjevic'in müzesi çok daha fazla kupa dolu, enes'i sahneye, piyasaya çıkaran da o, ama bir calipari kadar dominant olup enes'i milli takıma kazandıramadı. cenk konusuna değinmesek daha iyi... italya'da bir pozzecco'yu küstürdü, burada 10 kişiyi küstürdü. yetmedi, bizi de milli turnuvalarda heyecana küstürdü.

eğer duyumlarım doğruysa, yani bu sene sadece 'müridi' bodiroga'nın FIBA Avrupa başkanlığı seçimlerinden turgay demirel lehine çekilmesini sağlaması için getirildiyse takımın başına, federasyon'a da söylenecek çok kelamımız olacak... hoşçakal tanjevic. umarım hep başarılarınla anılırsın... çünkü benim gibilerin aklında, resmi tarihten çok daha fazlası kalacak...

(12 Eylül 2013)

#tanjevic #millitakım